Evde baba, okulda hoca, sahada kaptan: Yılmaz ailesinin başarı öyküsü

ParaVolley Türkiye Milli Takımı’nda forma giyen Mehmet Yılmaz ve oğlu Samet Yılmaz, ay-yıldızlı forma altında başarıdan başarıya koşuyor. Baba-oğul, milli takımdaki başarısıyla 2 Avrupa şampiyonluğu yaşadı.
Burdur’da 22-24 Kasım’da düzenlenen ParaVolley Avrupa Şampiyonası B Kategorisi’nde Türk Milli Takımı, namağlup şampiyon olarak adını A Kategorisi’ne yazdırdı. Yaklaşık 8 yıl önce kurulan ve gösterdiği gelişimle Avrupa’da ses getiren Milli Takım, böylelikle müzesine ikinci Avrupa Kupası’nı götürdü. Daha önce Gümüş Ligi ikinciliği ve üçüncülüğü yaşayan Milli Takım, son olarak katıldığı ParaVolley Avrupa Milletler Gümüş Ligi’nden şampiyon olarak geldiği Burdur’da da namağlup şampiyon olarak bu başarıyı taçlandırdı.
Milli Takım’ın bu başarısında büyük rol oynayan ve turnuva boyunca gösterdiği performansla MVP seçilen takım kaptanı Mehmet Yılmaz (51), şampiyonluğun yanı sıra oğlu Samet Yılmaz ile beraber ay-yıldızlı forma için mücadele etmenin gururunu yaşıyor. Uzun yıllar Milli Takım’da voleybol oynayarak başarılı bir kariyer yaşayan ve aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Ankara Etimesgut Necip Fazıl Kısakürek Ortaokulu’nda beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan Yılmaz, geçirdiği sakatlıklar nedeniyle voleybolu bırakmak zorunda kaldı. Mehmet Yılmaz, okulda öğrencisi olan ve babasının izinden gitmek isteyen oğlu Samet Yılmaz’ın (25) doğuştan gelen engelinden dolayı voleybolu bırakıp, oturarak voleybola geçtikten sonra çağırıldığı ParaVolley Milli Takımı’nda yaklaşık 8 yıldır oğluyla birlikte ay-yıldızlı forma için mücadele ediyor.

Baba oğul başarıdan başarıya koşuyor
Mehmet ve Samet Yılmaz, birlikte katıldıkları 4 Avrupa Şampiyonası’nda 2 Avrupa Kupası kazanmanın büyük gururunu yaşıyorlar. Saha içinde evdeki baba oğul ilişkisini bir kenara bırakarak profesyonel bir şekilde kaptan ve oyuncu ilişkisiyle oynayan Mehmet - Samet Yılmaz’ın şimdiki hedefleri ise 2025 yılında Macaristan’da düzenlenecek ParaVolley Avrupa Şampiyonası A Kategorisi’nde de şampiyon olup, 2028 Los Angeles Paralimpik Oyunları’na katılmak.

"Oğlumun daveti üzerine oturarak voleybola geçtim"
Olimpik voleybol oynarken yaşadığı sakatlıklar nedeniyle ve oğlunun davetiyle oturarak voleybola geçtiğini hatırlatan Mehmet Yılmaz, "Ortaokul dönemlerimde voleybola başladım. Uzun yıllar İstanbul, Ankara, Karadeniz Ereğlisi takımlarında olimpik voleybol oynadım, milli takımda da uzun yıllar görev yaptım. Sonrasında da sakatlıklar, ameliyat durumları ve kalıcı hasarlar kalınca da oturarak voleybola gelmiş oldum. Buraya nasıl geldim derseniz oğlum da voleybol oynuyordu. Ben beden eğitimi öğretmeniyim aynı zamanda. Oğlum benim öğrencimdi. Ben de voleybol öğrensin diye ve voleybolu sevdiği için, ilerlemesini istediğim, iyi yerlerde olsun, başarılı olsun istediğim için eğitim veriyordum ona. Sonrasında bir gün hocası ’Samet böyle bir kamp var gelir misin?’ diye oğlumu davet etmiş. O da katılmış bu kampa. Hoşuna gitmiş onun da. İkisini beraber yapıyordu. Hem olimpik oynuyordu hem de oturarak voleybola katılıyordu. Sonra oğlum da beni çağırınca, ’Baba en azından bize yardıma gelir misin? Senin de engelin var sakatlıklarından dolayı. En azından raporlarını görürler’ gibilerinden davet edince ben de katıldım. Sonrasında süreç öyle devam etti" dedi.

"Uzun yıllar sakatlığıma rağmen olimpik voleybol oynadım ama yaş ilerleyince vücudum kaldırmadı"
Olimpik voleybolu sakatlıklar nedeniyle oluşan engelinden dolayı bırakmak zorunda kaldığını belirten Yılmaz, "Uzun yıllar oynayınca eklemlerde hasar oluyor. Çünkü maçlarda ayağımız burkuluyor bağlar kopuyor ve kıkırdak kırılıyor. Birike birike belli bir yaştan sonra da zaten artık vücut kaldırmıyor. Benim iki ayak bileğim de ameliyatlar nedeniyle donmuş bir şekilde şu an. Donunca da artık kalıcı olarak böyle devam ediyorum. Ben uzun yıllar sakat sakat voleybol oynadım yine. Tabi oynadıkça daha da ilerledi. İlerleyince de kırklı yaşlara yakın bırakmak zorunda kaldım. ParaVolley’in heyecan süresi de macerası da 8 yıl. Yeni bir branş. 2025 yılında gideceğimiz Avrupa şampiyonası 5. turnuva olacak" şeklinde konuştu.

"Sahada duygusallık bitiyor, profesyonellik başlıyor"
Oğlunun daveti üzerine ParaVolley’e geçtiğini belirten baba Yılmaz, oğlu ile arasında evde baba-oğul ilişkisi varken sahada ise bunun kaptan-oyuncu ilişkisine döndüğünü dile getirerek, "Oğlum milli takım kampına gitti 8 sene önce, yaşı da küçüktü. Biz beraber normal voleybol oynuyorduk zaten onunla maçlara da gidip geliyorduk. Sonra kampa beni de davet etti, ’gelir misin?’ dedi. Oradaki hocası da beni tanıdığı için ’Baban gelebilir mi? Bize de buradaki arkadaşlara da yardımcı olur hem’ demiş. Yani oğlumun tavsiyesiyle bu branşa katılmış oldum. Baba-oğul gidiyoruz. Ay-yıldızlı formayı giymek ayrı bir gurur. Oğlumla bunu paylaşmak, temsil etmek o ayrı bir mutluluk, ayrı bir gurur. Başarılı oldukça, oğlumun başarısını gördükçe de daha da hoşuma gidiyor, daha mutlu oluyorum. Takımda ben kaptanım. Takım içinde herkes arasında yaş farkı olsa da herkes bir oyuncu. Öyle olunca da oğlum sahada ismimle sesleniyor, kaptanım diyor, ’Mehmet’ diyor arada. Yani sahadayken baba-oğul duygusallığı bitiyor, profesyonellik başlıyor ve sonuca gitmeye çalışıyoruz" cümlelerine yer verdi.

Samet Yılmaz: "Voleybola babamın desteğiyle başladım, şimdi milli takımda beraber oynuyoruz"
Yaklaşık 15 yıldır voleybol oynadığını, bunun 7 yılının olimpik voleybol, kalan 8 yılının ise paralimpik voleybol olduğunu dile getiren oğul Samet Yılmaz, "Voleybola on yaşındayken babamın desteğiyle başlamış bulundum. Zaten kendisi de eski milli voleybolcu. Olimpik kategoride yer alan ayakta oynanan dediğimiz voleybolda uzun yıllar milli takımda yer almış. Onun desteğiyle başladığımı söyleyebilirim. Benim engel durumum aslında genetik, çocukluktan gelen bir durum. Ama ilerleyen yaşlarda biraz daha etkisi artınca hocalarımın ve babamın da desteğiyle biraz da oturarak voleybola yönelme eğilimim oldu. Ayak bileğimde kas zayıflığı ve buna bağlı olarak kemik deformasyonu durumu var. Yaş ilerledikçe bu durum daha da fazla ortaya çıktı. Olimpik voleybol oynadığım dönemde milli takım kampına davet edildim. Orada benden sorumlu hoca aynı zamanda oturarak voleybolda da milli takım antrenörlüğü yapıyordu. Beni gördü ve teklif etti. Ben de kabul ettim. Daha sonra oturarak voleybol milli takım kampına davet edildim. İlk kampa katılmamın ardından babamı davet ettim aslında o kampa. Daha sonra birlikte devam ettik bu spora. Yaklaşık 8 yıldır beraber oynuyoruz. Avrupa şampiyonası daha sonra Avrupa şampiyonalarının ön elemeleri, Altın Lig, Gümüş Lig müsabakalarında yer aldık, beraber oynadık. Bunun dışında sahada tamamen profesyonel bir şekilde yani baba-oğuldan uzak daha çok iki sporcuyuz. Sahada o benim kaptanım ve tamamen profesyonel bir şekilde oyunumuzu sürdürmeye devam ediyoruz" dedi.

"Babamla oynamak hem keyifli hem gurur verici"
Babasıyla ay-yıldızlı forma altında oynamaktan büyük gurur ve mutluluk yaşadığını söyleyen Samet Yılmaz, "Aslında beraber oynamak çok keyifli duygusal olarak baktığımızda. Ama profesyonel olarak baktığımızda ise o benim kaptanım, ben takımın sporcusuyum. İşimizi yapıyoruz. Arada sırada ufak tefek gerilim oluyor sahada. Ama bizde orada olan orada kalır. Ay-yıldızlı formayı babam ile birlikte giymek çok gurur verici bir şey kesinlikle. Kazandığımız, kaybettiğimiz her maçta gurur duyarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Babamla olmak, babamla birlikte mücadele etmek de çok keyifli" şeklinde konuştu.