“3 haftayı geçen öksürükler tehlikeli kabul edilmeli”
VM Medical Park Pendik Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sami Öztürk, öksürük hakkında açıklamalarda bulundu. Öksürüğün neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztürk, “Öksürük, solunum sisteminin yani akciğerlerin genelde bir savunma mekanizması olarak vücudumuzu korumak için yaptığı tepkisel bir harekettir. Enfeksiyonlara, kimyasal maddelere, kokulara, tozlara, alerjenlere karşı öksürük mekanizması ile vücudumuzu korumak için öksürük oluşur, bazen de vücudumuz içindeki bazı organların hastalıkları nedeni ile öksürük meydana gelir” diye konuştu.
“3 haftayı geçen öksürük incelenmelidir”
Öksürüğün kaç hafta sürerse riskli olabileceğini belirten Prof. Dr. Öztürk, “Öksürükler genelde normal enfeksiyonlarda 3 hafta kadar sürebilir. 3 haftayı geçen ve 8 haftaya ulaşan hatta bu süreyi de aşan öksürükler tehlikeli kabul edilmeli ve detaylı incelenmelidir” dedi.
“Grip ve nezle sonrası uzamış öksürük görülebilir”
Uzun süren öksürüğün bazı hastalıkların habercisi olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Öztürk, “8 haftadan uzun süren öksürükler birçok önemli hastalığın belirtisi olabilir. Bu hastalıklar arasında; alerji, sinüzit, reflü, astım, KOAH, bronşektazi, tüberküloz, akciğer kanseri, kalp yetmezliği, öksürük yapan bazı tansiyon ilaçları gibi birçok neden vardır. Toplumun gözünden kaçan ve uzamış öksürüğün en önemli sebeplerinden biri de grip-nezle sonrası uzamış öksürüktür. Burada nezle belirtileri 1 haftada geçtikten sonra yaklaşık 3-4 hafta süren kuru öksürük kalır” şeklinde konuştu.
“Mevsimsel alerjik öksürük ve kovid öksürüğü farkına dikkat”
Mevsimsel alerjik öksürük ve Kovid öksürüğünün semptomlarının nasıl ayırt edilebileceğinden bahseden Prof. Dr. Öztürk, “Mevsimsel alerjik öksürük belirtileri başlıca sık hapşırma, burun tıkanması, akması, kaşıntısı, geniz akıntısı, gözlerde sulantı ile kızartı ve hafif şiddette öksürüktür. Kovid hastalığında ise yüksek ateş, yoğun öksürük, kas ve eklem ağrısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve aşırı halsizlik görülürken bu bulgular alerjik öksürükte görülmez. Kovid’de her zaman bu bulgular daha ağırdır” dedi.
“Çevresel faktörler etkileyebilir”
Çevresel faktörlerin öksürüğü artırdığını dile getiren Prof. Dr. Öztürk, “Son dönemde büyük şehirlerde ve sanayi bölgelerinde havadaki kimyasal kirliliğin artması sonucu ekonomik nedenlerle kalitesiz ısınma amaçlı yakıtların kullanımı ve toplu ulaşım araçlarının havaya saldıkları sağlıksız gaz ve atıklar nedeniyle başta astım ve KOAH gibi solunum sistemi hastalıklarında artışlar gözlenmektedir. Bu hastalıklar da kronik öksürük yapmaktadır” açıklamasında bulundu.
“Polenler alerjik öksürüğü tetikler”
Bazı durumların alerjik öksürüğü tetiklediğini belirten Prof. Dr. Öztürk, “Polenler, ev tozu akarları, mantar sporları, ev hayvanları duyarlı kişilerde alerjik öksürük yapabilir. Alerji testleri yapılarak alerjenlerden uzak durularak alerjik öksürük oluşması engellenebilir” dedi.
“Öksüren kişi sayısı alarm veriyor”
Son dönemde toplumda öksüren kişi sayısının da arttığını vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, “Sigara içen sayısının artması, hava kirliliğinin artması, sanayi bölgelerinde havayı kirleten kimyasalların artması ve kalitesiz ısınma yakıtlarının solunan havayı kirletmesi nedeniyle son yıllarda öksüren kişi sayısı gittikçe artmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Mevsimsel öksürükte alerjenlerden uzak durulmalı”
Öksürüğün nasıl geçebileceğini anlatan Prof. Dr. Öztürk, şu bilgileri paylaştı:
“Öncelikle öksürük yapan etkenler veya hastalıklar tedavi edilerek öksürük kolayca geçirilebilir. Öksürük enfeksiyon nedenliyse enfeksiyon tedavisi ile, alerjenlere bağlı öksürük ise alerjenlerden uzak kalınarak öksürük geçmektedir. Mevsimsel alerjik öksürükte alerjenden uzak durulması ilk tedavi şeklidir. Hastalık belirtilerine göre antihistamin denen ilaçlar ile steroid yapıda bazı alerji ilaçları burun tıkanıklığı, akıntısı, hapşırma ve geniz akıntısını azaltmak için doktor kontrolünde alerjen mevsimi boyunca kullanılır. Kovid’de ise öksürük viral nedenli olduğu için antiviral ilaç tedavileri ile hastalık tedavi edilir.”
“Oksijen ve inhaler tedavisi uygulanabilir”
Bireyin ne zaman oksijen ya da inhaler gibi tedavileri alması gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Öztürk, “Hastanın öksürük nedenli astım veya KOAH hastalığı varsa ve hastalık belirtileri olan öksürük, nefes darlığı, hışıltılı solunum ve göğüste baskı hissi yoğun ise bu hastalarda İnhaler ilaçların kullanılması gerekir. Eğer kan oksijen seviyesi belirli bir değerin altına inmekte ise bu hastalara oksijen tedavisi de uygulanabilir. Hasta nefes darlığı çekiyorsa, doktoru buna uygun tedaviyi hastasına uygular” dedi.
“Sıcak bitki çayları öksürüğe iyi gelebilir”
Bol sıvı tüketme ile boğazı nemli tutarak öksürük oluşmasının azalabileceğini işaret eden Prof. Dr. Öztürk, “Bol su dışında, zencefil, zerdeçal, ıhlamur ve hatmi kökü gibi sıcak bitki çayları da öksürüğü yatıştırabilir. Bal tüketimi ve ılık tuzlu su gargarası yapmak da öksürüğü hafifletmeye yardım edebilir” şeklinde konuştu.
“Her öksürükte ilaç faydalı olmayabilir”
Her öksürükte öksürük ilacı kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Öztürk, şunları söyledi:
“Balgamlı öksürük olan akciğer hastalıklarında öksürük kesici ilaçların kullanılması, enfeksiyonun geç iyileşmesine neden olabilir. Balgamı olup balgam çıkaramayan hastalara balgamı eriterek atılmasını sağlayan öksürük şurupları hastalık süresince verilebilir.”
“Öksürük kendiliğinden geçebilir”
Öksürüğün genelde geçici olduğunu ve kendiliğinden düzeldiğini kaydeden Prof. Dr. Öztürk, “Belli ve önemli bir hastalığa bağlı olmadan oluşan basit enfeksiyonlarda öksürük günler içinde kendiliğinden geçer. Ancak kronik bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkan öksürükler tedavi olmadan geçmez” diyerek sözlerini noktaladı.