Binali Yıldırım: “(TUSAŞ’a saldırı) Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısını sabote etmeye yönelik bir faaliyettir”

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, “TUSAŞ’a yapılan saldırı Türkiye’nin bağımsızlığına yapılmış bir saldırıdır. Aynı zamanda son günlerde Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanımızın, Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısını sabote etmeye yönelik bir faaliyettir” dedi.
Türk Devletlerinde Çalışma Hayatı ve Sosyal Koruma Uluslararası Konferansı (TDÇHSK 2024) açılış programı Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Programa ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Azerbaycan Çalışma ve Halkın Sosyal Koruması Bakanı Sahil Babayev, Türk-İş genel Başkanı Ergün Atalay, TİKA Başkanı Serkan Kayalar, yabancı misyon temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katılım sağladı. Ankara Devlet Türk Halk Müziği korosu ses ve saz sanatçılarının müzik dinletisi ile başlayan programın açılışında konuşan Bakan Işıkhan, “Son yılların devletler arası ilişkilerimiz açısından en sevindirici gelişmesi; kuşkusuz Türk Devletleri Teşkilatının kuruluşu olmuştur. Uzun yıllara dayanan, üye ve gözlemci ülkelerin maddî ve manevî gayreti ile kurulan teşkilat, üyeler arasında otuzun üzerinde iş birliği alanı belirlemiştir. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda ülkeler arası iş birliği ve dayanışmayı daha da kuvvetlendirecek önemli fırsatlar elde etmiş durumdayız. Hepimizin ortak amacı, halklarımızın refahı, güvenliği ve huzurudur. Bu amaca giden en önemli yol ise, iş gücü piyasalarında çalışma barışını sağlamaktan ve sosyal güvenlik sistemlerini güçlü bir şekilde yapılandırmaktan geçmektedir” dedi.

“Sosyal güvenlik anlaşmalarının sayısının önümüzdeki yıllarda artmasını arzu etmekteyiz”
Çalışma bakanlıklarına önemli görevler düştüğünü dile getiren Işıkhan, “Bilhassa sosyal devlet anlayışının bir gereği olan sosyal güvenliğin, bireyleri yaşam boyu karşılaşabileceği risklere karşı koruyan anayasal bir hak olduğu unutulmamalıdır. Emeklilik, sağlık, iş kazası, hastalık ve diğer sosyal risklere karşı vatandaşlarımızı güvence altına almak, devletlerin en önemli sorumluluk alanlarından biridir. Bu noktada, ülkelerimiz arasında sosyal güvenlik sistemlerinin karşılıklı tanınması, bilgi ve tecrübe paylaşımı büyük önem arz etmektedir. Karşılıklı sosyal güvenlik anlaşmaları ile bu alanda ilk adımlar atılmış, muhtelif heyet ziyaretleri ile eğitim programları düzenlenmiş, sistemlerin taraflarca tanınması sağlanmıştır. Anlaşmalar, her iki tarafın çalışanlarının, hangi ülkede bulunurlarsa bulunsunlar, sosyal güvenlik haklarından tam olarak faydalanabilmelerini sağlamaya yöneliktir. Aynı zamanda, bu anlaşmalar sayesinde iş gücü hareketliliği kolaylaştırılmış, işçi ve işveren arasındaki ilişkiler daha sağlam temellere dayandırılmıştır. Şimdilik üç Türk devleti ile imzalanan sosyal güvenlik anlaşmalarının sayısının önümüzdeki yıllarda artmasını arzu etmekteyiz. Özellikle günümüzün küreselleşen dünyasında, iş gücü hareketliliği artmakta ve bireylerin farklı ülkelerde çalışma ve yaşam koşulları her geçen gün daha karmaşık hale gelmektedir. Bu nedenle, Türk dünyası olarak bizler de birbirimizin tecrübelerinden yararlanmalı, sosyal güvenlik ve çalışma barışı konularında ortak projeler geliştirmeliyiz. Bu kongre de işte bu noktada, ülkelerimiz arasında güçlü işbirliği bağları kurmak için önemli bir platform sunmaktadır” diye konuştu.

“Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısına karşı bu çağrıyı sabote etmeye yönelik bir faaliyettir”
Binali Yıldırım ise yaptığı konuşmada, “Birliğin 5 asil 3 tane de gözlemcisi var. Geçen sene Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Semerkant Zirvesi’nde gözlemci üye olarak aramıza katıldı. Bu önemli bir adımdır. Kıbrıs Barış Harekatı’ndan beri Kuzey Kıbrıs’a uygulanan izolasyon ve küresel ambargoyu bir anlamda delen, önemli bir karardır. Bugün artık bize düşen, bundan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin önce Türk devletleri teşkilatında daha sonra da bütün dünyada gasp edilen bu hakkının verilmesi yönünde mücadelemizi ortaya koymaktır. Ancak bunu yaparsak şehitlerimizin ruhunu şad etmiş oluruz. 40 yıldır terörle terörün her türlüsüyle mücadele eden bir ülkeyiz. Terörle mücadelede bizim uzmanlığımız dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Biri bitiyor biri başlıyor. FETÖ’cü terör örgütü, bölücü terör örgütü efendimiz DAEŞ terör örgütü sayabilirsen say. Amaç Türkiye’nin enerjisini azaltmaktır ve Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç olmasını engellemektir ama başaramayacaklar. TUSAŞ’a yapılan saldırı Türkiye’nin bağımsızlığına yapılmış bir saldırıdır. Aynı zamanda son günlerde Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanımızın, Devlet Bahçeli’nin kucaklaşma çağrısına karşı bu çağrıyı sabote etmeye yönelik bir faaliyettir. Bunun iyi bilinmesi lazım. Ama bunlar hiç ama hiç etkili olmayacak ve inşallah vatandaşlarımız arasındaki nifak tohumlarını saçanlar başarısız olmaya mahkum olacaklar” dedi.
Programa hediye takdiminin ardından katılımcıların aile fotoğrafı çekinilmesiyle ara verildi. Konferansın sonraki bölümü bakanlar paneliyle devam etti.