Çimento satışı iç piyasada artarken ihracatında düşüş kaydedildi
67 yıllık köklü geçmişiyle Türk çimento sektörünün global anlamda tartışmasız en prestijli etkinliğine imza atan TÜRKÇİMENTO’nun gerçekleştirdiği 17’nci Uluslararası Teknik Seminer ve Sergisi, yerli yabancı firmaların katılımıyla çimento sektörünü bir araya getirdi. 2-5 Kasım 2024 tarihleri arasında ulusal ve uluslararası tedarikçi firmalarla sektörü buluşturacak program, “Çimento Sektöründe Üçüz Dönüşüm Entegrasyonu” temasıyla Antalya’da düzenleniyor.
“Katılım, rekor seviyeye ulaştı”
TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, seminerin açılışında yaptığı konuşmada, 1987 yılından itibaren düzenledikleri etkinliğin, yıllar içinde uluslararası düzeyde güncel teknik konuların tartışıldığı ve yenilikçi uygulamaların paylaşıldığı önemli bir platforma dönüştüğünü dile getirdi. Yücelik, “Çimento sektörüne yeni teknoloji, hizmet, sistem ve ürün geliştiren firmaların, bu çalışmalarını, sektördeki paydaşlara tanıtma olanağı sunduğumuz bu ortamda, sektör temsilcileri de en güncel gelişmeleri yakından takip etme şansı bulmaktadırlar. Bu yıl özellikle fabrika temsilcilerimizin katılımı rekor seviyeye ulaştı. Organizasyonumuza gösterilen bu yoğun ilgi, tüm katılımcıları olduğu gibi Birliğimizi de onurlandırmaktadır. Sektörümüze de bu büyük ilgisi için ayrıca teşekkür etmek isterim” ifadelerini kullandı.
Türk çimento sektörü, Avrupa’nın lider üreticisi
Türkiye çimento sektörünün 110 yılı aşkın geçmişi ile dünyanın en önemli üreticileri arasında yer aldığına işaret eden Fatih Yücelik, dünyada 5’inci büyük üretici olan Türk çimento sektörünün, Avrupa’nın lider üreticisi olduğunu belirtti. Cumhuriyetimizin ilanından bu yana sektör adına “Türkiye’nin temelinde biz varız!” dediklerini ifade eden Yücelik, Türkiye geneline yayılan, 56 Entegre ve 21 öğütme olmak üzere toplam 77 fabrikayla üretime devam edildiğini aktardı.
Yücelik, şöyle devam etti: “Dünyadaki 2. büyük ihracatçı konumundayız. ABD, İspanya, Mozambik ve Fildişi Sahili gibi ülkelerde tesis yatırımlarımız devam ediyor ve global çimento ihracat pazarının önemli oyuncularından biri olarak 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Rakamlarımıza baktığımızda; 2023 yılında yaklaşık yüzde 20 büyüme yaşadığımız sektörümüz, 2024 yılına iç piyasadaki büyüme ile ihracatta düşüş yaşayarak başladı. Depremin neden olduğu baz etkisi ve yerel seçimlerin etkisiyle 2023’te büyük bir büyüme kaydedildi, ancak Haziran ayında iç satışlarda ilk kez bir düşüş gözlemlendi. 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde; Türkiye’de çimento üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 9,1 artış gösterdi. Aynı dönemde çimento ihracatında yüzde 19,7’lik bir azalma yaşansa da iç satışlar yüzde 16,9 oranında arttı. 2023 yılı, deprem sonrası artan talep ve yerel seçimlerin etkisiyle sektörde büyüme yaşandı. 2024 yılının ilk yarısında ise üretim artışı devam etti ancak ihracatta düşüş kaydedildi. Bu dönemde en çok ihracat yaptığımız ülkeler ABD, İtalya, Suriye ve Arnavutluk oldu; Temmuz ayında en fazla çimento ihracatını ise ABD’ye gerçekleştirdik.”
“Bu tebliğ ile çevresel açıdan 500 milyon ton ağaca eş değer fayda sağlanabilecek”
Çimento sektörü olarak yeşil dönüşüme uyum, alternatif yakıt ve hammadde kullanımının arttırılması, enerji verimliliği ile dijitalleşme gibi önemli konular üzerinde çalıştıklarını kaydeden Fatih Yücelik, Yeşil Çimento’nun yaygınlaştırılmasına ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan ve geçtiğimiz Mart ayında yürürlüğe giren tebliğin önemine değindi. Yücelik, “Bu tebliğ ile önümüzdeki 10 yılda sektörümüzde 11 milyon ton karbon salımını azaltabilecek ve bu sayede 1,3 milyon ton petrokok ve kömür ithalatının önüne geçilerek, çevresel açıdan 500 milyon ton ağaca eş değer fayda sağlanabilecektir. Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi yolunda büyük katkılar sağlamayı hedefleyen sektörümüz, özellikle düşük karbonlu çimentonun iç pazarda tüketimini artırmak üzere kamu ile yakın iş birliği içindedir. Hedefimiz, bu tip çimentoların kamu ihalelerinde daha fazla kullanılmasına imkan sağlamaktır. Çimento, ekonomik verilerin ötesinde stratejik bir üründür. Bizler sektör olarak üretim ve satış rakamlarından daha fazlasına odaklanarak, düşük karbonlu üretimi sağlamayı amaçlıyoruz. Düşük karbonlu üretim yol haritamızda belirttiğimiz gibi, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, klinker kullanımını azaltma, enerji verimliliği ve teknolojik yatırımlar sektörümüzün en kritik konularıdır” şeklinde konuştu.
Enerji ihtiyacının yüzde 12’si alternatif yakıttan elde edildi
Çimento sektöründe, 2023 yılında 1,8 milyon ton atık kullanarak enerji ihtiyacının yüzde 12’sinin alternatif yakıttan elde edildiğini aktaran Fatih Yücelik, karbon emisyonu azaltımı için alternatif yakıt ve hammadde kullanımı kadar enerji verimliliği odaklı üretim yapmanın da büyük önem taşıdığının altını çizdi. Enerji verimliliğini artırmak için; üretim esnasında bacadan atılan gazın geri kazanımı yoluyla “atık ısı geri kazanım” tesisleri kurulduğunu söyleyen Yücelik, şöyle konuştu: “Güncel rakamlarla, öz sermayelerle 17 fabrikada kurulu 26 hatta toplam 154,5 megawatt gücünde enerji üretiliyor. Bu rakam, yaklaşık 618 bin hanenin günlük elektrik tüketimine karşılık gelmektedir ve yaklaşık 2,5 milyon kişinin elektrik tüketimine eşdeğerdir. Çimento üretim maliyetlerinde enerjinin payını düşündüğümüzde, atık ısı geri kazanımının çevresel ve ekonomik getirileri oldukça önemli hale geliyor.”
“İkiz dönüşümü üçüz dönüşümle revize ederek, yol haritamızı bu anlayışla şekillendiriyoruz”
TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, çimento sektörünün, 2024 ve 2025 yıllarında da büyüme potansiyelini korumaya devam edeceğini açıklayarak, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Enerji ve hammadde maliyetlerindeki artışlar fiyatlara yansımakla birlikte, alternatif yakıt kullanımı ve karbondan arındırma girişimleri sektörde sürdürülebilirlik adına büyük adımlar olarak öne çıkmaktadır. İhracat pazarlarındaki değişim ve iç talepteki büyüme, sektörün geleceğini şekillendirecektir. Bu süreçte, sektördeki şirketlerin maliyet yönetimi, verimlilik artışı ve sürdürülebilirlik stratejileri, başarılı bir çimento sektörü için kritik öneme sahiptir. Ülkemizin 2053 net sıfır hedefine katkıda bulunarak, Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi’ni destekleyen çimento sektörümüz, yeşil ve dijital dönüşüm süreçlerine entegre olarak toplumsal dönüşümü de içeren bir yaklaşımı benimsemektedir. Bu çerçevede; ikiz dönüşümü üçüz dönüşümle revize ederek, yol haritamızı bu anlayışla şekillendiriyoruz. İşte tam da bu hedefle bu yıl etkinliğimizin temasını, “Üçüz Dönüşüm” olarak belirledik. 2025 yılında sizlerle farklı bir konseptle olmayı planlıyoruz.”
“Üçünün birden entegrasyonun yapılması gerekiyor”
TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefleri kapsamında hazırlanan “Kamu İhale Sözleşmelerinde Düşük Karbon Emisyonuna Sahip Yeşil Çimento Kullanımının Yaygınlaştırılmasına İlişkin Tebliğ” değişikliğinin üçüz dönüşümün bir parçası olduğunu kaydederek, şu ifadelere yer verdi: “Global olarak önemli bir değişim sürecinden geçiyoruz, hem enerjide hem üretim kısmında sanayi devriminden sonra en önemli değişimlerden birini yaşıyoruz. Burada çimento sektörü de stratejik bir ürün ve bu stratejik ürünün de dönüşümü kaçınılmaz. Buradaki üçüz dönüşüm parçası olarak da yeşil çimento bunun alt bir ayrımı. Mart ayında çıkan tebliğle, önümüzdeki yılın başından itibaren klinker oranı düşük çimentolar kamu ihalelerinde kullanılmaya başlanacak, belirli şartlar getirdiler. Dolayısıyla bunlar karbon emisyonunu önemli ölçüde etkileyecek ve düşüklüğüne sebep olacak. Ama tabi bu burada söylediğimiz gibi sadece belli bir dönüşüm değil, üçünün birden entegrasyonun yapılması gerekiyor. Bu değişimde bir şekilde esen bir rüzgar var, dünyada bununla ilgili olarak klinker oranlarının düşürülmesiyle ilgili önemli yollar kat ediliyor. Ama hem mevzuat alt yapısının hem firmaların yapacağı yatırımlar açısından nasıl ilerlenmesi gerektiğine yönelik yol haritalarının aksiyona dönme aşamasına geldik. Bunun yapılabilmesi için aslında hem yeşil dönüşümün hem dijital dönüşümün üçüncü olarak da bunun toplumsal olarak benimsenip toplumun bunu uygulamaya geçmesi gerekiyor. Bu ilgili paydaşların başatı olarak da sektörümüz görünüyor. Üçüz dönüşümü en ideal en sağlıklı şekilde nasıl sağlarız diye sektörümüzü de bütün tedarikçilerle kamuyla burada bir araya getirdik. Önümüzdeki dönemde meyvelerini toplamaya başlayacağız, özellikle bu yıl başında başlayacak yeşil çimento bunun ilk örneği. Fakat bunların dışında alternatif ham maddeler yeşil çimento için çok önemli bir unsur, alternatif yakıtın yüzde 12’lerden yüzde 50’lere çıkarılması hem önümüzdeki dönemde sektörün düşük karbon üretimine katkı sağlayacak, hem de ülke emisyonlarının düşürülmesine önemli bir veri olacak diye düşünüyorum.”