"Haftada 3 gün yürüyüşle insülin direnci riskini azaltmak mümkün"
Medical Park Kocaeli Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hilal Güner Üpçin, insülin direncinin bireye etkileri hakkında açıklamalarda bulundu. İnsülin direncinin tanımını yapan Uzm. Dr. Üpçin, "İnsülin, pankreas tarafından üretilen, beslenme sonrasında kanda artan şekerin hücrelerde kullanılmasını ve enerji üretilmesini sağlayan hormondur. Kan şekerinin yükseldiği durumlarda insülin hormonu, fazla bulunan şekeri karaciğer ve kas gibi çeşitli organlarda depolamasını sağlar. İnsülin direnci, insülin hormonuna karşı karaciğer, kas ve yağ dokusu gibi yapılar başta olmak üzere biyolojik yanıtta meydana gelen bozulmayı ifade eder. Bu durumda pankreas daha fazla insülin üretmeye çalışır ancak zamanla bu çaba yetersiz kalabilir, insülinin temel görevini yerine getirmesi zorlaşır ve kan şekeri yükselmeye başlar" dedi.
"Kilo alımını tetiklerken kilo vermeyi zorlaştırır"
İnsülin direncinin vücuttaki etkilerinin sadece kan şekeriyle sınırlı kalmadığını söyleyen Uzm. Dr. Üpçin, "Hücrelerin enerji kullanımı bozulduğu için vücut, özellikle karın bölgesinde yağ depolamaya daha yatkın hale gelir. Bu durum kilo alımını tetiklerken kilo vermeyi zorlaştırır. Ayrıca, sürekli yüksek seyreden insülin seviyeleri vücudun yağ yakma kapasitesini engelleyerek, metabolizmayı yavaşlatır. Bu süreç prediyabet ve tip 2 diyabet ile sonuçlanabilir. Ayrıca kanda dolaşan aşırı insülin; obezite, hipertansiyon ve damar sertleşmesi olarak bilinen ateroskleroz gibi kronik hastalıkların oluşması için uygun bir ortam hazırlayabilir" diye konuştu.
İnsülin direncinin sebepleri
İnsülin direncinin sebeplerinden de bahseden Üpçin, "Genetik faktörlerin yanı sıra aşırı kilo, hareketsiz yaşam tarzı, fazla karbonhidrat tüketmek, ailede diyabet öyküsü, gebelik diyabeti geçirme, karaciğerde yağlanma, yaşlanma ve hormonal bozukluklar (PKOS) gibi durumlar insülin direnci nedenleri arasındadır. Göbekte ve karaciğer gibi organların etrafındaki aşırı yağlanma insülin direncinin en önemli sebeplerindendir. Fiziksel aktiviteler, vücudu insüline daha duyarlı hale getirir ve aktif kaslar depolanmış glikozu enerji için yakar. Böylece kan dolaşımındaki glikoz da sürekli olarak yenilenir. Ayrıca, hareketsiz bir yaşam tarzı kilo alımıyla ilişkilidir ve bu da insülin direncine katkıda bulunabilir. Karaciğerde yağ birikimi, insülin direnci ile ilişkilidir. Yağlı karaciğer hastalığı, vücudun glikozu etkili bir şekilde işlemesini zorlaştırır, insülin direncine yol açabilir" şeklinde konuştu.
"Aşırı yemek yeme görülebilir"
Uzm. Dr. Hilal Güner Üpçin, insülin direncinin belirtilerini ise şöyle sıraladı:
"Aşırı yemek yeme, kilo verememe, yemek sonrası aşırı halsizlik, uyku hali, açlık krizleri, gece kalkıp yemek yeme isteği, sürekli tatlı şeyler yeme isteği, kasıklarda, koltuk altlarınızda renk değişiklikleri, koyulaşma, özellikle boyun bölgesinde et benleri, tüylenmede artış, adet düzensizliği, bayanlarda erkek tipi saç dökülmesi (polikistik over sendromu), yüksek kilolu çocuk doğurma hikayesi, kısırlık."
Tanı konma süreci
İnsülin direncinin tespitinin oldukça basit olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Üpçin, "7 saatlik açlık sonrası sabah açken kan şekeri ve insülin ölçümü için kan tahlili alınır. HOMA-IR (homeostatik model değerlendirmesi) testi ile açlık kan şekeri ve açlık insülin seviyeleri formülarize edilerek hesaplanır. HOMA-IR yüksekliği, muhtemel insülin direncini işaret eder. HOMA-IR değeri genellikle 2.5’in altında olmalıdır. Testte 2.5’in üzerindeki değerler insülin direncini işaret edebilir" ifadelerini kullandı.
"Sağlıklı beslenme önemli"
İnsülin direncinin tedavisinin yaşam tarzı değişikliklerine dayandığını belirten Uzm. Dr. Üpçin, şu bilgileri paylaştı:
"İnsülin direncini yönetmek için sağlıklı yaşam tarzına geçmek gerekir. Günde en az 30-40 dakika ve haftada ortalama 3-4 gün yürüyüş gibi fiziksel aktivitelere başlamak insülin direncini düşürmek için gereklidir. Düzenli olarak yapılan egzersiz glikozun enerji olarak kullanımını artırır ve kasların insüline duyarlılığını geliştirir. Fazla miktarda karbonhidrat tüketiminden kaçınmak gerekmektedir. Beyaz ekmek, hamur işleri, tatlılar, fast food gıdalar, hazır meyve suları, asitli içecekler, işlenmiş gıdalar tüketilmemelidir. Meyvelerden incir, kavun, karpuz gibi meyveler kan şekerini çok hızlı yükseltebileceğinden dikkatli tüketilmelidir. Beyaz ekmek yerine tam buğday veya tam çavdar ekmeği, pirinç yerine bulgur tüketilmelidir. İnsülin direncini iyileştirmek için fazla kiloların verilmesi önemlidir. Fazla kiloların yüzde 7’sini vermek bile insülin direncini düşürerek, tip 2 diyabet riskini yüzde 58 azaltabilir. İnsülin direncini tedavi etmek için onaylanmış özel bir ilaç bulunmasa da bazı diyabet ilaçları, insülin direncini kısmen azaltarak kan şekeri seviyelerini düşürmekte etkili olabilir. Stresli olduğunuzda kan şekeri seviyeleriniz yükselebilir. Geceleri 7 saatten az uyumak insülin direncinizi artırabilir."