Ali PALA (Gazeteci-Yazar)
Köşe Yazarı
Ali PALA (Gazeteci-Yazar)
 

ABD’yi ve ABD Eliyle Dünyayı Yönetmeye Kalkanlara da, Hodri Meydan! Diyorum.

Hodri Meydan.!   1776 yılında ABD kurulurken İngiliz kraliyet ailesinin talimatıyla 1 Mayıs 1776 yılında alman Bavyera’da masonluk giriş ücretlerini karşılayamayan alman uyruklu Adam Weishaup tarafından Yahudi örgütü kuruldu. Bu örgütün kurulmasındaki hedefi seçkin bir otoriter elit çetenin üzerinde hâkim olacağı yeni bir ve bu oluşumla ulus devletlerini ortadan kaldırmaktı bu örgüt kurulurken sözleşmesinde ABD’de seçilen her başkanın bu örgüte üye olma şartı konuluyordu.   ABD’de 1789 yılından sonra başkan seçilip bu örgüte üye olmaya üç başkanın bu örgüt tarafından öldürüldüğü ve 13 siyasetçinin de bu örgüte uyum sağlamadığı için yine bu örgüt tarafından suikasta uğradığı iddia edilmektedir. Hayatını kaybeden başkanlar,   Abraham Lincoln (başkan): 14 nisan 1865, William Mckınley (başkan): 14 eylül 1901, John F. Kennedy (başkan): 22 kasım 1963 yıllarında hayatlarını kaybetmişlerdir.   Suikasta uğrayan siyasetçiler ise;   James Garfield (başkan): 2 Temmuz 1881’de saldırıya uğradı, 19 Eylül’de öldü William Seward (dışişleri bakanı): . Theodore Roosevelt (Başkan): 14 Ekim 1912’de bir kampanya sırasında suikasta uğradı. Franklin D. Roosevelt (Başkan): Miami’de 15 Şubat 1933’te saldırıya uğradı. Olayda Chicago belediye başkanı Anton Cermak öldü. Huey P. Long (senatör): 8 Eylül 1935’te Baton Rouge’ de suikasta uğradı, iki gün sonra öldü. Harry Truman (başkan): 1 Kasım 1950’de suikasta uğradı yara almadan kurtuldu. Malcolm X (siyahi aktivist): New York’ta 21 Şubat 1965’te öldürüldü. Martın Luther Kıng (eşit haklar lideri): Memphis’te 4 Nisan 1968’de öldürüldü. Robert Kennedy (senatör): Los Angeles’te 5 Haziran 1968’de öldürüldü. George Wallace (Alabama valisi): 15 Mayıs 1972’de Maryland’de kurşunlandı. Gerald Ford (başkan): 5 Eylül 1975’de ve 22 Eylül 1975’de iki kez suikast girişimine uğradı. Wernon Jordan (siyahi lider): 29 Mayıs 1980’de Indiana’da kurşunlandı, ağır yaralandı. Ronald Reagan (başkan): 30 Mart 1981’de Washington’da kurşunlandı, yaralandı ve uzun bir süre hastanede kaldı. 1789 yılından itibaren her ne kadar dünyayı ABD’nin yönettiği görülse de aslında ABD’yi ve ABD eliyle dünyayı yöneten bu örgüttür. Çünkü bugün dünyada dönen dolar trafiğinin 2/3 ü bu örgütün bünyesinden geçmektedir. Bu örgütün hedefi Kudüs başkentli tek din tek devlet kurmaktır. Bu düzeni kurabilmek için bu düzene karşı çıkanları yok etmek ve orta doğuyu ele geçirmektir. 2000’li yıllara kadar bütün planlar yolunda gidiyordu. 2003 yılında Ak Parti ve Erdoğan hükümeti Batının ve bu örgütün tüm planlarını alt üst etti. ABD ve Batı’nın yine de bu düzeni hayata geçirebilmek için önce Ortadoğu’yu karıştırmaları gerekiyordu. Önce Irak’ı karıştırmak için aynı Türkiye’deki FETÖ gibi tarikat olan Kesnizani tarikat örgütünü devreye soktu ve Saddam’a bir mermi atmadan kendi içinde yok etti. Libya, Mısır gibi ülkelerde iç savaş çıkartılarak bu ülkeleri bir şekilde karıştırıp liderini ortadan kaldırdılar. Suriye’de iç savaş çıkartıldı ancak başkanı devam etmektedir. Sıra Türkiye’ye gelince Erdoğan’ın dik durduğunu bilen batı Erdoğan’a BOP başkanlığı teklif etti. Bu da tutmadı. Önce Ak Partinin kapatılma davası, E- muhtıra ve 17/25 Aralık girişimleriyle operasyon yaptılar. Bu kez Irak’ı bitiren Kesnizani örgütü gibi bu kez de Türkiye de Erdoğan’a FETÖ kanalıyla baskı kurup 15 Temmuz darbe girişimi yaptılar. Erdoğan ve Türk milleti burada da dik durup planları bozunca batının ve FETÖ’ nün bütün oyunları bozuldu artık FETÖ den umudunu kesen batı Suriye de PKK ve PYD’ye her türlü desteği vererek ve bu örgütleri kullanarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istemeleri de tutmadı. Batının her türlü desteğine rağmen Erdoğan bu örgütleri temizleyip batının tüm oyunlarını bozunca son çare Erdoğan ile Putin’in arasını açma planları başladı. En iyi plan Türkiye’nin daha önce Ukrayna’ya İha Siha silahları sattığı için Ukrayna’yı körükleyip, Rusya’ya savaş açmalarını ve Ukrayna’ya bu elindeki İha ve Siha’ları Rusya’ya karşı kullandırarak Türkiye ve Rusya’nın arasını açmalarını planladılar ve dedikleri oldu. Ukrayna, Rusya’ya karşı İha ve Siha’ları kullanmaya başladı ama Erdoğan ile Putin’in arası açılmadı aksine daha da yakınlaştı. Erdoğan, Putin ve Zelenski arasında arabulucu oldu. Bütün Batı ise gıpta ile izlediler. Yine yeni bir oyun kuruldu, daha önce Libya’yı bitirmek için Hafter diye bir komutana tam destek vererek Libya’yı yerle bir etmek isterken Erdoğan ve Türkiye Libya hükümetinin yanında durdu. Batı bir taşla iki kuş vuracaktı ama o kuşa Türkiye sahip çıktı. Türkiye hem Libya hükümetinin dostu oldu hem de Libya’daki Akdeniz petrollerinde en çok söz sahibi oldu. Bu kez Rusya’da Wagner adındaki askeri oluşuma Hafter üzerinden destek vererek Rusya’ya savaş açması ve savaş sonunda da yine Putin ile Erdoğan’ın dostluğunun bozulması için hazırlanan bir oyundu. Çünkü bu oyuna hayır diyen gruplar son dönemlerde yüksek binalardan düşerek hayatlarını kaybetmişlerdi. Örneğin; Rus milletvekili Pavel Antov geçen yıl Hindistan’da kaldığı otelin çatısından düşerek hayatını kaybetmişti yine Rus petrol şirketlerinden Lukoil’in üst düzey şirket yöneticisi Ravil Maganov Moskova’da kaldığı hastanenin camından düşmüştü. Bu gözdağları da tutmayınca devreye Surovikin girdi. Orgeneral Surovikin İngiltere’nin mi, ABD’nin mi, Putin’in mi ekibindedir?  Yoksa bu da Batının bir kafa karıştırma oyunu mudur? Örneğin; Wagner’in isyanı ile ilgili bilgiler Rus gizli servisi FSB’ nin eline nasıl geçtiği, ABD istihbaratının açıklamasına göre, Progojini kıyamet lakaplı Sergey Surovikin’in  öne sürmesi de Putin’i daha da köşeye sıkıştırmak için böyle bir oyun muydu? Surovikin’in Wagner’in arkasında olduğu Putin’in eğer Wagner’in isyanında daha önce haber verdi ise neden engel olmadı bu dikkat çekici değil midir? Çünkü batı ve arkasındaki güçler daha önce nasıl ki Libya’ya karşı Hafter üzerinden, Libya hükümetini bitirmek ve Libya’yı karıştırmak ardından yok etmek istedilerse de başarılı olamadılar.  Çünkü Libya hükümetinin arkasında Türkiye ve Erdoğan’ın durması, Hafterin bütün oyunlarını bozdu. Batı Libya ve Akdeniz de ne kadar büyük petrol yatakları olduğunu çok iyi bildiği için bir taşla iki kuş vurmayı planlıyordu. Hafter üzerinden Wagner’e her türlü destek vererek Putin’i bitirme oyunlarının oynanması, Putin biterse Erdoğan tek kalır o zaman Libya, Hafter’e,  Rusya’da Ukrayna ve Wagner’e teslim edilir, işte o zaman Batı’nın bütün planları geçekleşir ve Batı belki de dünya üzerinde istediği oyunu oynayabilirler düşüncesi vardı. Ama asla gerçekleşmeyecektir. Bütün dünya da istediği sistemi kuramazlar. Planları yine bozulacaktır. Batı ve ABD çırpındıkça batacaklardır. Putin ve Erdoğan’ın arasını bozamayacaklardır..
Ekleme Tarihi: 03 Ağustos 2023 - Perşembe

ABD’yi ve ABD Eliyle Dünyayı Yönetmeye Kalkanlara da, Hodri Meydan! Diyorum.

Hodri Meydan.!
 
1776 yılında ABD kurulurken İngiliz kraliyet ailesinin talimatıyla 1 Mayıs 1776 yılında alman Bavyera’da masonluk giriş ücretlerini karşılayamayan alman uyruklu Adam Weishaup tarafından Yahudi örgütü kuruldu. Bu örgütün kurulmasındaki hedefi seçkin bir otoriter elit çetenin üzerinde hâkim olacağı yeni bir ve bu oluşumla ulus devletlerini ortadan kaldırmaktı bu örgüt kurulurken sözleşmesinde ABD’de seçilen her başkanın bu örgüte üye olma şartı konuluyordu.
 
ABD’de 1789 yılından sonra başkan seçilip bu örgüte üye olmaya üç başkanın bu örgüt tarafından öldürüldüğü ve 13 siyasetçinin de bu örgüte uyum sağlamadığı için yine bu örgüt tarafından suikasta uğradığı iddia edilmektedir. Hayatını kaybeden başkanlar,
 
Abraham Lincoln (başkan): 14 nisan 1865, William Mckınley (başkan): 14 eylül 1901, John F. Kennedy (başkan): 22 kasım 1963 yıllarında hayatlarını kaybetmişlerdir.
 
Suikasta uğrayan siyasetçiler ise;
 
James Garfield (başkan): 2 Temmuz 1881’de saldırıya uğradı, 19 Eylül’de öldü William Seward (dışişleri bakanı): . Theodore Roosevelt (Başkan): 14 Ekim 1912’de bir kampanya sırasında suikasta uğradı. Franklin D. Roosevelt (Başkan): Miami’de 15 Şubat 1933’te saldırıya uğradı. Olayda Chicago belediye başkanı Anton Cermak öldü. Huey P. Long (senatör): 8 Eylül 1935’te Baton Rouge’ de suikasta uğradı, iki gün sonra öldü. Harry Truman (başkan): 1 Kasım 1950’de suikasta uğradı yara almadan kurtuldu. Malcolm X (siyahi aktivist): New York’ta 21 Şubat 1965’te öldürüldü. Martın Luther Kıng (eşit haklar lideri): Memphis’te 4 Nisan 1968’de öldürüldü. Robert Kennedy (senatör): Los Angeles’te 5 Haziran 1968’de öldürüldü. George Wallace (Alabama valisi): 15 Mayıs 1972’de Maryland’de kurşunlandı. Gerald Ford (başkan): 5 Eylül 1975’de ve 22 Eylül 1975’de iki kez suikast girişimine uğradı. Wernon Jordan (siyahi lider): 29 Mayıs 1980’de Indiana’da kurşunlandı, ağır yaralandı. Ronald Reagan (başkan): 30 Mart 1981’de Washington’da kurşunlandı, yaralandı ve uzun bir süre hastanede kaldı.

1789 yılından itibaren her ne kadar dünyayı ABD’nin yönettiği görülse de aslında ABD’yi ve ABD eliyle dünyayı yöneten bu örgüttür. Çünkü bugün dünyada dönen dolar trafiğinin 2/3 ü bu örgütün bünyesinden geçmektedir. Bu örgütün hedefi Kudüs başkentli tek din tek devlet kurmaktır.

Bu düzeni kurabilmek için bu düzene karşı çıkanları yok etmek ve orta doğuyu ele geçirmektir. 2000’li yıllara kadar bütün planlar yolunda gidiyordu. 2003 yılında Ak Parti ve Erdoğan hükümeti Batının ve bu örgütün tüm planlarını alt üst etti. ABD ve Batı’nın yine de bu düzeni hayata geçirebilmek için önce Ortadoğu’yu karıştırmaları gerekiyordu. Önce Irak’ı karıştırmak için aynı Türkiye’deki FETÖ gibi tarikat olan Kesnizani tarikat örgütünü devreye soktu ve Saddam’a bir mermi atmadan kendi içinde yok etti. Libya, Mısır gibi ülkelerde iç savaş çıkartılarak bu ülkeleri bir şekilde karıştırıp liderini ortadan kaldırdılar. Suriye’de iç savaş çıkartıldı ancak başkanı devam etmektedir.

Sıra Türkiye’ye gelince Erdoğan’ın dik durduğunu bilen batı Erdoğan’a BOP başkanlığı teklif etti. Bu da tutmadı. Önce Ak Partinin kapatılma davası, E- muhtıra ve 17/25 Aralık girişimleriyle operasyon yaptılar. Bu kez Irak’ı bitiren Kesnizani örgütü gibi bu kez de Türkiye de Erdoğan’a FETÖ kanalıyla baskı kurup 15 Temmuz darbe girişimi yaptılar. Erdoğan ve Türk milleti burada da dik durup planları bozunca batının ve FETÖ’ nün bütün oyunları bozuldu artık FETÖ den umudunu kesen batı Suriye de PKK ve PYD’ye her türlü desteği vererek ve bu örgütleri kullanarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istemeleri de tutmadı. Batının her türlü desteğine rağmen Erdoğan bu örgütleri temizleyip batının tüm oyunlarını bozunca son çare Erdoğan ile Putin’in arasını açma planları başladı.

En iyi plan Türkiye’nin daha önce Ukrayna’ya İha Siha silahları sattığı için Ukrayna’yı körükleyip, Rusya’ya savaş açmalarını ve Ukrayna’ya bu elindeki İha ve Siha’ları Rusya’ya karşı kullandırarak Türkiye ve Rusya’nın arasını açmalarını planladılar ve dedikleri oldu. Ukrayna, Rusya’ya karşı İha ve Siha’ları kullanmaya başladı ama Erdoğan ile Putin’in arası açılmadı aksine daha da yakınlaştı. Erdoğan, Putin ve Zelenski arasında arabulucu oldu.

Bütün Batı ise gıpta ile izlediler. Yine yeni bir oyun kuruldu, daha önce Libya’yı bitirmek için Hafter diye bir komutana tam destek vererek Libya’yı yerle bir etmek isterken Erdoğan ve Türkiye Libya hükümetinin yanında durdu. Batı bir taşla iki kuş vuracaktı ama o kuşa Türkiye sahip çıktı. Türkiye hem Libya hükümetinin dostu oldu hem de Libya’daki Akdeniz petrollerinde en çok söz sahibi oldu.

Bu kez Rusya’da Wagner adındaki askeri oluşuma Hafter üzerinden destek vererek Rusya’ya savaş açması ve savaş sonunda da yine Putin ile Erdoğan’ın dostluğunun bozulması için hazırlanan bir oyundu. Çünkü bu oyuna hayır diyen gruplar son dönemlerde yüksek binalardan düşerek hayatlarını kaybetmişlerdi. Örneğin;

Rus milletvekili Pavel Antov geçen yıl Hindistan’da kaldığı otelin çatısından düşerek hayatını kaybetmişti yine Rus petrol şirketlerinden Lukoil’in üst düzey şirket yöneticisi Ravil Maganov Moskova’da kaldığı hastanenin camından düşmüştü. Bu gözdağları da tutmayınca devreye Surovikin girdi. Orgeneral Surovikin İngiltere’nin mi, ABD’nin mi, Putin’in mi ekibindedir?  Yoksa bu da Batının bir kafa karıştırma oyunu mudur? Örneğin;

Wagner’in isyanı ile ilgili bilgiler Rus gizli servisi FSB’ nin eline nasıl geçtiği, ABD istihbaratının açıklamasına göre, Progojini kıyamet lakaplı Sergey Surovikin’in  öne sürmesi de Putin’i daha da köşeye sıkıştırmak için böyle bir oyun muydu? Surovikin’in Wagner’in arkasında olduğu Putin’in eğer Wagner’in isyanında daha önce haber verdi ise neden engel olmadı bu dikkat çekici değil midir?

Çünkü batı ve arkasındaki güçler daha önce nasıl ki Libya’ya karşı Hafter üzerinden, Libya hükümetini bitirmek ve Libya’yı karıştırmak ardından yok etmek istedilerse de başarılı olamadılar.  Çünkü Libya hükümetinin arkasında Türkiye ve Erdoğan’ın durması, Hafterin bütün oyunlarını bozdu. Batı Libya ve Akdeniz de ne kadar büyük petrol yatakları olduğunu çok iyi bildiği için bir taşla iki kuş vurmayı planlıyordu. Hafter üzerinden Wagner’e her türlü destek vererek Putin’i bitirme oyunlarının oynanması, Putin biterse Erdoğan tek kalır o zaman Libya, Hafter’e,  Rusya’da Ukrayna ve Wagner’e teslim edilir, işte o zaman Batı’nın bütün planları geçekleşir ve Batı belki de dünya üzerinde istediği oyunu oynayabilirler düşüncesi vardı.

Ama asla gerçekleşmeyecektir. Bütün dünya da istediği sistemi kuramazlar. Planları yine bozulacaktır. Batı ve ABD çırpındıkça batacaklardır. Putin ve Erdoğan’ın arasını bozamayacaklardır..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.