Mehmet Yaşar GENÇ
Köşe Yazarı
Mehmet Yaşar GENÇ
 

Sözün Hasadı (9)

"Ey şehir!  Kaybolduğum sokağında düşlerim seni bulur  Mütevekkil bir duruşsun, kadrini bilen olur.  Ey şehir!  Duan uçur, kabul görür nasırlaşan ellerin  Mütebessim, hücreleri yenilenen evlerin." Şehir:  Şehirleri “ruhen, fikren ve bedenen” mamur edecek olan üzerinde yaşayan insanlarıdır.  Şehirlerin mülkü; toprağında saklı olan, paha biçilmez, hazine değerinde ki geçmişi ve yaşamın tüm olumsuzluklarına direnerek tarihinden gelen kültür zenginliğidir.  Şairin mülkü ise; yüreğine ikram edilen ilham sağanağıyla, yaşadığı bu şehrin kültürü, örf anane ve halkın yaşadığı olumlu olumsuz tüm hayat akışını dizelerine nakış nakış işleyebilmesidir. Geçmişi birçok medeniyetin kesişme noktası olan, tarihi temellerinde mücadele harcı bulunan şehrimizi yazabilmek, çok da kolay değil diye düşünüyorum. Bu sebeple, kaleme alacağım yazıyı hatıralarla süslemek isterdim ancak zihnimde oluşan fikir kırıntılarımdan yüreğime bir vefa dokunuşu olunca, şehrimin şairlerini “tarihsel sıralamaya göre” bu yazıda buluşturmak niyeti hâsıl oldu. Şehir ve şairi “yekvücut yaşayan” iki ayrılmaz varlıktır. Erzurum’da bu şehirlerden biri ve belki en önemlilerindendir. Şehrimin şairleri ve edipleri diri bir hayalin adını taşıyan neferleridirler. Geçmişten bu güne; bu günden geleceğe, hayallerimizin yılmaz savunucuları, kültür sanat erbabı şairlerini yâd edebilmek adına bu satırları nasip eden Rabbime hamd ediyorum.  Şehrimizde devam eden kültür sanat çalışmaları, şehri yönetenlerinde desteğiyle eski ihtişamlı günlerine doğru hızla yol almakta diye düşünüyorum. Sanat adına çekilen bu delice sancıların akabinde, hayırlı bir geleceğin sabahına ulaşmak, dileğimizdir. Şehrimizin yaşadığı nekahet dönemleri geride kalmalı artık.  Erzurum’un yarınlarını inşa edebilmek gayretiyle bütün meslek gurupları ile hep beraber bu kutlu yolculuğun kervanına dâhil olmalı ve bu yolculuğu kolaylıkla aşabilmenin yöntemlerini inşa edebilmeliyiz. Şehir ve şair; Şehir ve şiir, iki ayrılmaz yoldaş, sırdaş belki arkadaş olmalıdırlar. Bir şehirde edipler ve şairler kalemlerini o şehrin muradı için oynatmıyorlarsa, yazık!  O vakit, vuslata giden yolda derin uçurumlar oluşmuş ve şehir yalnızlığa itilmiştir. Bundan sonra şehri yöneten ekâbirler, insanları koyun güder gibi yöneteceklerinden, bilerek veya bilmeyerek şehirlerinin ruhunu öldürmüş olacaklardır.  Miskinlik şehrimize şehirlerimize asla reva değildir. Şehrimizi bu sıradanlık düşüncesinden arındırmalı ve şehrimize şehirlerimize âşık insanları bulup, onlarla hemhal olup, kaynaşmalıyız. Ayaz konmuş şehrimizin omuzları üstüne Örtündüğü beyaz kefen, sokağının tadı yok.. Rüzgâr yalar taşlarını, toz bulanmış gözüne Gir de bir bak gözlerine, sevdamızın adı yok.. Sevdamızın adını yeniden koymalı ve sevdamız şehrimiz olmalıdır.  Kayıp şehrimizin sokaklarından gündüze çıkma vaktindeyiz artık.  Bu yeni gelen zaman dilimi, Erzurum’a bağlılığımızın sevda akdi olmalıdır.  Ya büyük gayretler göstererek bu şehri Erzurum’u tekrar ayağa kaldıracağız, ya da başımızı öne eğerek kaderimize ve şehrimizin na-murad olan kaderine razı olacağımızı bilmeliyiz. Şimdi gayret zamanıdır diye düşünüyorum. Bak şafak bekleyen yüzlere bir bak..! Bakışların taşıdığı rüyayı seyret.! Kader çeşmesinden dökülünce hak.. Seherden sabaha ulaşır gayret... Kalın sağlıcakla efendim.
Ekleme Tarihi: 09 Ocak 2022 - Pazar

Sözün Hasadı (9)

"Ey şehir! 

Kaybolduğum sokağında düşlerim seni bulur 
Mütevekkil bir duruşsun, kadrini bilen olur. 

Ey şehir! 

Duan uçur, kabul görür nasırlaşan ellerin 
Mütebessim, hücreleri yenilenen evlerin."

Şehir: 

Şehirleri “ruhen, fikren ve bedenen” mamur edecek olan üzerinde yaşayan insanlarıdır. 
Şehirlerin mülkü; toprağında saklı olan, paha biçilmez, hazine değerinde ki geçmişi ve yaşamın tüm olumsuzluklarına direnerek tarihinden gelen kültür zenginliğidir. 

Şairin mülkü ise; yüreğine ikram edilen ilham sağanağıyla, yaşadığı bu şehrin kültürü, örf anane ve halkın yaşadığı olumlu olumsuz tüm hayat akışını dizelerine nakış nakış işleyebilmesidir.

Geçmişi birçok medeniyetin kesişme noktası olan, tarihi temellerinde mücadele harcı bulunan şehrimizi yazabilmek, çok da kolay değil diye düşünüyorum.

Bu sebeple, kaleme alacağım yazıyı hatıralarla süslemek isterdim ancak zihnimde oluşan fikir kırıntılarımdan yüreğime bir vefa dokunuşu olunca, şehrimin şairlerini “tarihsel sıralamaya göre” bu yazıda buluşturmak niyeti hâsıl oldu.

Şehir ve şairi “yekvücut yaşayan” iki ayrılmaz varlıktır. Erzurum’da bu şehirlerden biri ve belki en önemlilerindendir. Şehrimin şairleri ve edipleri diri bir hayalin adını taşıyan neferleridirler. Geçmişten bu güne; bu günden geleceğe, hayallerimizin yılmaz savunucuları, kültür sanat erbabı şairlerini yâd edebilmek adına bu satırları nasip eden Rabbime hamd ediyorum. 

Şehrimizde devam eden kültür sanat çalışmaları, şehri yönetenlerinde desteğiyle eski ihtişamlı günlerine doğru hızla yol almakta diye düşünüyorum. Sanat adına çekilen bu delice sancıların akabinde, hayırlı bir geleceğin sabahına ulaşmak, dileğimizdir. Şehrimizin yaşadığı nekahet dönemleri geride kalmalı artık. 

Erzurum’un yarınlarını inşa edebilmek gayretiyle bütün meslek gurupları ile hep beraber bu kutlu yolculuğun kervanına dâhil olmalı ve bu yolculuğu kolaylıkla aşabilmenin yöntemlerini inşa edebilmeliyiz.

Şehir ve şair; Şehir ve şiir, iki ayrılmaz yoldaş, sırdaş belki arkadaş olmalıdırlar. Bir şehirde edipler ve şairler kalemlerini o şehrin muradı için oynatmıyorlarsa, yazık

O vakit, vuslata giden yolda derin uçurumlar oluşmuş ve şehir yalnızlığa itilmiştir. Bundan sonra şehri yöneten ekâbirler, insanları koyun güder gibi yöneteceklerinden, bilerek veya bilmeyerek şehirlerinin ruhunu öldürmüş olacaklardır. 

Miskinlik şehrimize şehirlerimize asla reva değildir. Şehrimizi bu sıradanlık düşüncesinden arındırmalı ve şehrimize şehirlerimize âşık insanları bulup, onlarla hemhal olup, kaynaşmalıyız.

Ayaz konmuş şehrimizin omuzları üstüne
Örtündüğü beyaz kefen, sokağının tadı yok..
Rüzgâr yalar taşlarını, toz bulanmış gözüne
Gir de bir bak gözlerine, sevdamızın adı yok..

Sevdamızın adını yeniden koymalı ve sevdamız şehrimiz olmalıdır. 
Kayıp şehrimizin sokaklarından gündüze çıkma vaktindeyiz artık. 

Bu yeni gelen zaman dilimi, Erzurum’a bağlılığımızın sevda akdi olmalıdır. 

Ya büyük gayretler göstererek bu şehri Erzurum’u tekrar ayağa kaldıracağız, ya da başımızı öne eğerek kaderimize ve şehrimizin na-murad olan kaderine razı olacağımızı bilmeliyiz.
Şimdi gayret zamanıdır diye düşünüyorum.

Bak şafak bekleyen yüzlere bir bak..!
Bakışların taşıdığı rüyayı seyret.!
Kader çeşmesinden dökülünce hak..
Seherden sabaha ulaşır gayret...

Kalın sağlıcakla efendim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.