“Şehir.. Şair ve Şiiri” yazımızın son bölümü olan bu şehrin (Erzurum)un şiiri: Şimdi şairlerimiz konuşsun; biz susalım: Erzurumlu Kadı Darir :  Türk Edebiyatında ilk mevlit yazan şahsiyettir.! Şair Nefi :  Aşk’a ta’n etmek olmaz, müptelâdır n’eylesin? Âdeme mihr-ü muhabbet bir belâdır n’eylesin.? Hazık Mehmet Efendi : Erzurum’un âb-u tâbın nev-bahar olsunda gör. Çeşme sârâ çeş-ti pinhân âşikâr olsun-da gör. Natıki :  Çünki ser-haddât-ı İslam zaptolundu ol zemân. Erzenir-Rüm üzre geldi Kâfir-i Moskov hemân.. Ehl-i tevhidin ser-â-pâ halleri oldu yaman.. Ruzu şebkan Ağlasunlar ehl-i iman el- aman.. Şehvari :  Söylenir dillerde hoş-bu-yı havası Erzurum. Gün- be - gün artsın zevk-ü sefâsı Erzurum  İbrahim Hakkı Hazretleri :  Mübarek mekândır Hasankalesi. Kamu zevk-e kandır Hasankalesi. Suyu hoş. Havası, kışı mu’tedil. İrem’den nişândır, Hasankalesi.  Erzurum’lu Zihni :  Ver selâmet bilâd-ı İslama. Hem mürüvvet kılup hükkâma. Siyyemâ Erzurûm’ı mahruse. Feyz-i Bâriyle ola menûse. Erzurum’lu Emrah :  Dedim Erzurum nen, dedi ilimdir. Dedim gider misin? Dedi yolumdur.  Dedim Emrah nendir? Dedi kulumdur. Dedim satar mısın? söyledi, yok! yok! Erbabi :  Ey gönül izzetle koş devrânın olsun, Erzurum.  Var yürü şimden geri mihmânın olsun, Erzurum.  Ketencizâde Mehmet Rüştü :  Mesarif destanından;  Mevsimi geldi efendi git pelit al, dalda al.  Çam, kavak, sorhun, tezek, saçma dahi herhalde al.  Tuz, çaşır, peynir, güzel yaprak bu günlerde al. Bir kuru tatlı, erik, hurma ile yağ bal da al.  Sümmani Baba :  Halife-i ruy-i zemin ol mülkü hakânımız. İsm-i Erzurum cellesidir vilayet makâmımız.  Namervan derler yurdumuz iskânımız. Mahlâsım Sümmani amma pedâyi derler bize. Alvarlı Muhammet Lütfi Efe Hazretleri :  Erzurum kilid-i mülki İslamın. Mevlâya emânet olsun, Erzurum.  Erzurum derbendi ehl-i imânın. Mevlâya emânet olsun, Erzurum.  Osman Kemali Efendi :  Erzurum güzeldir arzı soğuktur. Sükkânı zekidir sahibi yoktur.  Garazlı Hakkı Bey .  Edeptir. Edeptir insana şeref.. Böyle olmayanlar tez olur telef.. Kemal Çoruh :  Elif elif minareler dizili.. Mihrabında elvan yazı yazılı.. Yaylasında çeşit çeşit güzeli.  Gezip de görmeğe değer Erzurum.. İhsan Yavuzer :  Erzurum göğsünde tarih kurulur.. Sahip olan ulus, ulus şan bulur.. Hüseyin köylü :  Kocam beni darıltma, bu yokluklar çekilmez. Gez getir, sabun getir, tuz getir, kükürt getir. Ova’dan balla kaymak, Tortum’dan meyve pekmez. Tekman, Hınıs, Yazı’dan peynir ile kurut getir.. Sadettin Akatay :  Erzurum yaylası bizim elimiz. Serin serin eser hicran yelimiz.  Hakkı İbrahim Hakkıoğlu :  Ezeli haktır, Dadaşın ebedi hak kalacak. Duracak durdukça cihan, yine mutlak kalacak.  Sırrı Akatay :  Burnumun ucunda tüter buram buram ayran aşı. Anam bazen, Nenehatun. Ben, Erzurum dadaşı.  H.Sami Tekin :  Ne eşsiz bir destansın ey şanlı Aziziye. Nurdan bir âbideyi bağışladın maziye.  İhsan Coşkun Atılcan :  Yetmiş sene önceki Erzurum’dan sözüm var.  Kütüğünde kayıtlı şükür benim özüm var.. Rıza Ümit :  Suları soğuktur içenler kanmaz. Buz gibi her gözen dudak dayanmaz.  Senden uzak düşen hangi kalp yanmaz? Uzansın elime elin, Erzurum  Selçuk Kantarcıoğlu :  Erzurum barlarını oynayan Dadaş demek. Asil, mert ve kahraman yiğit vatandaş demek..  Fahri Güçlü :  Erzurum, sinendeki cevhere gücüm yetmez.. Hepsine yer veremem zira saymakla bitmez.. Halit Ziya Yavuzer :  Eğerli Dağ, Palandöken, Kop Dağı, Top Dağı’na. “Hüma kuşu yükseklerden seslenir”. İşte Dadaş bu sesle nefeslenir.. İ. Sadık Tellioğlu :  Bu yağmur, ah bu yağmur, Erzurum’a inen bir nur.  Bu yağmur rahat, bu yağmur huzur.. Âşık Mevlüt İhsani :  Mevlüt İhsani’de söyler bu ahtan. Erbabi, Sümmani, Âşık Emrah’tan. Çok âşıklar geçmiş aynı dergâhtan.. Kimseye açmamış sır, Palandöken.. Cahit Solakoğlu :  Bir Erzurum sabahı; Karlı dağlara dalıp, semadan ilham alıp, mümkün değil anmamak.. Akdemir Ahmut :  Ey karları kadar temiz ve berrak.  Ve rüyalar şehri, aziz Erzurum.  Âşık Mustafa Ruhani :  Sana canım kurban Dadaş diyarı. Daim açık er meydanın Erzurum.  Senin şanın dağılmıştır dünyaya. Şerefin, şöhretin, şanın Erzurum.  Âşık Yaşar Reyhanî :  On bir ay bu dağın kışıyla karı. Senede bir aydır yazı baharı.  Çok zengindir bu dağların tüccarı.. Sabır alır, şükür satar bu dağda..  Celal Ertugay : Erzurum’da tabyaları gezerken.  Gelincikler al al açmış can çiçekleridir. Bakıyorum! Yerden göğe yükselen şanlı bayrağımın ilmikleridir.. Münir Alpagut : Seni tarih bilir Aziziye’den.  Kahraman diyarı şanın Erzurum. Gerçi çok kırıldı canın Erzurum..  Nejat Ünal :  Erzurum’da kırk yıldır hep biz bunları belledik.. Dadaş vatan, vatan Dadaş sözleri. Duymadınsa atamdan sor bizleri..  Âşık Ali Rahmani :  Doğuda sınırız biz, Erzurumlu Dadaşız.. Edirne’den ta! Kars’a,bütün yurtla kardeşiz.  Necati Güler :  Dadaşın başı buğludur.. Nenehatunun oğludur.  Erzurumlu, doğuludur.. Harbe döner, döner gelir.. A.Vahit Yıldırımlar :  Sessizce akıp gidiyordum tarih çizgimde. Doğduğum yer belli.. Erzurum.. Ya yaşadığım?. Bilinmez…  Latif Akan : Dadaşıma vatansız can yaraşmaz. Dadaşıma Allah sız ten yaraşmaz.. Fahrettin Tüzün :  Bu serhat ilinin son zafer takı.. Başı dik, vakarla duran Erzurum.. Dadaşın namusu, şeref yüz akı.. Tarihe destanlar yazan Erzurum..  Hüseyin Kotan :  Tahtacılardan aşşağı gelirem. Düşünirem gara gara.. Bir elim cebimde digerinde cigara.. At arabasi gidir önümde soğan yükli. Yer çelpeşik çamur.. Ahşamdan beri inceden yağir, ondan yağmur..   Memduha Koçak :  Tarihe sığmayan yazı Erzurum.. Yurdun sınır taşı gazi Erzurum... Mehmet Emin Alper :  Bir akşam vakti sarıp sarmaladım adımı ağıtlara.  Bir gül bıraktım toprağına, can! Erzurum..  Âşık Fuat Çerkezoğlu :  Bende Çerkezoğlu keşf-i nazarım.. Sağ oldukça destanını yazarım..  Sende doğdum sende kalsın mezarım.. Çok yedim ekmeğin aşın Erzurum .  Nurullah Özkılıç : Binbir hatim dizer gönül sarayın. Nur, fazilet mutlak burda arayın.   Erzurum’u karış karış tarayın. Şehr-i mübarek de dadaş mührü var..   Zekiye Çomaklı :  Dıştan gülen bir yüz içten sızıyım. Ben bu ovaların dertli kızıyım.; Dadaşın yanında şan yıldızıyım. Ezelden ebede dadaş kızıyım.. Zinnur Tiryaki : Ele göresmişem burnumda tütir.!.  Herifi, garısı canım Erzurum..  Ne olir benide oraya götür.! Geride bıraktım malım Erzurum..  Tahsin Kuzey : Güzel Anadolu’m, güzel Türkiye’m! Sen dadaş da, dadaş sende güzeldir..  Yaşar Bayar :  Sen bilmezsin Dilârâ ? Şehr-i mübarek derdim de hep!  Yalnız ve elemli sokaklarında, Erzurum’un sihirli ürpertisine sığınırdım..   Şeref Akbaba :  Saçlarıma dadanmış Erzurum beyazını, Birde seni sevdim.. Hakan Hadi Kadıoğlu : Kişi ne okumayı arzu ederse Erzurum kitabında o yazar. Kâh zülfünü tarayıp gezen maralın peşine düştüğümüz avlak. Kâh gün vurduğunda bile erimeyen, Kar olduğumuz şahikadır, Palandöken.!.  Nurullah Genç :  Erzurum garında banklar üstünde. Uyku tutmuyor karanlıkları.  Yitik düşlerimi kovalıyorum. Gölgeler gidiyor ben kalıyorum.  Avareyim asudeyim yorgunum.. Bilmiyorum neden sana vurgunum.? İsmail Bingöl :  İçli sevdalar yüklü. Yüreği türkülere vurgun.  Sabırlı insanlar yurdu Erzurum.!.   Yalçın Bayar : Oylum oylum vatanımın kokusu. Kokular içinde gülsün, Erzurum. Aşktan meşke dönen yürek burgusu. Bulutlar üstünde tülsün, Erzurum..  Şaban Abak :  Erzurum’da kışın karpuz isteyen hastayım ben.  Solgun yabani güller sarın yaralarıma. Yaralarımı bir avuç kar suyunda yıkayın..   Muhammet Hanefi İspirli :  Kalkan vurdu. Bize kılıçtan çok kalkan vurdu. Emanet bizde kaldı.  Palandöken karla kanın karılmış motifidir. Hüseyni bir kıyamın remzidir! Palandöken.  Hasan Hüseyin Tokuş :  Akıp gitsek  her hangi bir mahallenin sessiz gariban sokaklarına. Erzururm’da .! Harun Kazan :  Karasu vadisinde kara gömülen lale.  Bülbül dokunmamıştı, böylesine bir güle..  Nazir Akalın :  Palandöken öylesine çılgın.  Bu tutkuyla baktım göz uçlarına ki ;  Bardakta su, gökte hilal ürperdi .. Mehmet Özdemir : Çocuktum Erzurum’da.. Dağlarında periler vardı.. Cüceler oynaşırdı çayırlarda.. Kekik kekik dağlar vardı. Aras türkü söyler, Karasu ağlardı.. Ekrem Fazıloğulları : Palandöken taşır sırtında Dadaş .. O, karlı başıyla dadaşa yoldaş.. Selami Ece : Dadaşın yüreğinde nesin sen?  En mukaddes tarihin sesisin sen.!. Şükriye Aras : Tüm dertlere devâdır, palandökenin karı.. Selam ey Erzurum’um, ey saadet diyarı.. Gürbüz Papağan : Candan arzularım Erzurum seni.. Bir sevda türküsüdür dadaşlar, ezeli.. Mucip Kına : Bilmem söyleyecek söz var mı bende? Dilimde tükendi sözüm Erzurum. Duvara astığım gün surat astı.. Darıldı elimde sazım, Erzurum.. Orhan Ceylan : Zamandan kar düşer gibi  Erzurum sokaklarından, Sevgilim toparla güneşi kaçır buralardan.. Erzurum bir ince nazdır katlanır.. İrfan Gürkan Çelebi : Özlemle bakınca eski fotoğraflara.. Buram buram içimi yakan.. Taş topraktan ibaret kent değil; Meğer, Erzurum’a çocukluğumu gizlemişim..  Reşat Coşkun : Erzurum’a yine kışlar geldi.. Karlar yağdı her zaman ki gibi.. Dönmedi giden çocuklardan hiç biri, Gelmeyen baharlar gibi.. Ali Köseoğlu : Güneş bende başlar doğmaya. Kar taneleri göğün gözyaşlarıdır burada.. Saklar yiğitliklerini, yiğitler.. Köroğlu’nda, hançer barında.. Çıkar bakar son haline ağlar, Erzurum Palandöken dağında.. Murat Ertaş : Çürük yıldızlar düşer, serkeş olur bu yerde.. Çekilmemiştir göğe tülden kumaştan perde.. Rahmet meclislerinde pişen kristal kadeh.. Palandöken tahtında büyüyen bir şehzâde..  Yüksel Uca : Mazin pek şerefli, hem de çok derin.. Tarihte bir başkadır senin yerin.. Kahramanlıkta azdır bir benzerin.. Zihinlere nakşolunan Erzurum..  Muhammet Lütfü Kaya : Erzurum, Seni öpecektim sevdiğim yerine dudaklarından.. Sen olacaktım, Göğsümde bir hançer yarası gibi taşıdığım sevdam.. Sen olacaktım, Oltu taşı tespihimde çektiğim ya sabırdan anam.. Namık Fidan : Tespihin ucuna tura olaydım.. Tuzuna buzuna gurban, Erzurum.   Lavaşın içinde civil Erzurum. Bin bir hatimine gurban, Erzurum.. Hoş kalın.. Hoşça kalın, efendim!….