Evi, toprakları elinden zorla alınan, sürgün ve göç yollarında donan ya da boğulan: planlanmış yapay kıtlıklarda açlıktan aile bireylerinin tek tek çaresizce tanık olan veya çocuklarını misyonerlere satmak zorunda kalan hastalıklara karşı korumasız bırakılan, dinini terke zorlanan ve boynunda haç taşıma zorunda bırakılan, cehalete, dolayısıyla da toplumun en düşük statüsünde yaşamaya mahkum edilen ve tüm bu acıları, ölümleri, felaketleri sadece kendi için değil, kocası için, çocukları için ve de halkı için defalarca ve misliyle göğüslemek zorunda bırakılan Türk kadınları...!
Gaspıralı İsmail Bey, yaşanan bu olumsuzlukları değerlendirdik ten sonra, Rusya daki Türk azınlığının hatta tüm Türk Dünyasının milli - medeni uyanışının, kadın-erkek eşitliğinin ve birlikte eğitiminden geçmesini sağlamak için gösterdiği gayretleri gerçekleştirmek ister.
Ancak, Rus resmi makamları, hiç bir şekilde izin vermezler. Gaspıralı kararından vazgeçmez. Farklı bölgelerdeki yerel liderlerle görüşmek mümkünse de , Rus gizli servisi Ohranka'nın sıkı takibi nedeniyle onları bir araya getirmek, dolayısıyla Ortak bir strateji belirlemek mümkün olmadığını anlayan, Gaspıralı İsmail Bey, hedefine ulaşmak için ustaca bir taktik geliştirir. 10 Nisan 1893'de, 1883' den itibaren yayınını sürdürdüğü" TERCÜMAN"gazetesinin10. yıl dönümü toplantısını yemekli ve şenlikli biçimde kutlama yapmak için zorda olsa izin almayı başarır..
Davete, Üst düzey Rus resmi görevlilerinin de katıldıldıkları bu masum görünüşlü ziyafete, Rusya'nın hemen her tarafındaki aydınlar söz sahibi kişilerin yanı sıra eşleri de davet edilir. Ziyafetin gecesine müteakip bir kaç gün içinde erkek davetliler bizzat İsmail Gaspıralı Bey tarafından, BİR KADIN HAREKETİ İÇİN ÖNCÜ OLARAK bigilendirilir ve yönlendirilir. Eşleri de ZÜHRE GASPIRALI tarafından bilgilendirilir ve yönlendirilir.
İlk gayriresmi kadın toplantısının gerçekleştirildiği, 10 NİSAN 1893 TARİHİ RUSYA'DAKİ TÜRK KADIN
HAREKETİ'NİN BAŞLANGICI OLARAK KABUL ETMEK GEREKİR.
İSMAİL GASPIRALI TÜRK DÜNYASINA HİZMETLERİ;
20.Yüzyıl da, Çarlık Hükümetlerinin Türk azınlığa uyguladığı asimilasyona yönelik baskıcı politikanın temel gerekçesi, 1552'de Kazan Hanlığı'nın yıkılmasıyla 19. yüzyılın sonlarına doğru doğru Orta Asya'nın işgalyile gelişen Rus yayılmacılık politikasına dayanmakta idi. İşgaller sonrasında yürürlüğe konulan kalıcı egemenlik yöntemleri arasında, soykırım top yekün sürgün, Rus göçmenlerinin isyanı, tarihsel-kültürel-dlnsel dokunun tahribi ve Rus damgasının vurulması..Kırım ve Kafkasya da olduğu gibi, diğer Türk boylarında da halkın dış göçlere zorlanması ile, zorla din değiştirmek her türlü insanlık dışı yollara baş vurulması..
(Müslümanlıktan ayrılmayı reddeden lerin gayrimenkullerinin istimlakı, din değiştirenlere ise ödül olarak ev ve toprak dağıtımı, cinayet suçu işleseler bile cezaları affedilir. Tekrar müslümanlğa dönüşleri önlemek için her türlü cezaların ödünsüz uygulanması : eğitime getirilen her türlü yasaklama ve sınırlama (müfredata fen, resim, beden eğitimi yabancı dil dersleri koyma). Tüm bu olumsuz şartlarda Çarlık Rusyası'nda Türk kadınları için hayat çok ağırdı...