Murat Kalyoncu (Türkolog)
Köşe Yazarı
Murat Kalyoncu (Türkolog)
 

BOZKURT'U KENDİNİZE BAĞLI KILAMAZSINIZ..!

BOZKURT’U KENDİNİZE BAĞLI KILAMAZSINIZ: MÜBARİZ İBRAHİMOV Ebulfez Elçibey’le söyleşi yapan  İngiliz televizyoncunun dikkatini duvardaki Hilâl ve Bozkurt çeker. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Elçibey’e bunun ne olduğunu sorar: ”O Bozkurt’tur”der Elçibey ve ekler. ”O gördüğünüz Türk Milleti’nin sembolüdür totemidir.” İngiliz televizyoncu biraz düşündükten sonra özür dileyerek tekrar sorar; ”Niçin kendinize vahşi ve yırtıcı bir hayvanı sembol olarak seçtiniz? ”Elçibey’in cevabı: ”İngilizler’in sembolü olan aslan hayvanların kralıdır değil mi? Ancak bu kral dediğiniz hayvana sirklerde 3 kg.sosis verip yanan halkaların içinden sağa sola zıplatırsınız... Vahşi ve yırtıcı dediğiniz Bozkurt’a bunu yaptıramazsınız. O, özgürlüğünü ve onurunu hiçbir şeye değişmez Bozkurt’u zincire vurup kafese atsanız bile, ya üzüntüden ölür ya da zincir ve kafesi parçalayıp gider. Onu yok edebilirsiniz, öldürebilirsiniz ama sindirip esir edemezsiniz BOZKURT'U KENDİNİZE TÂBİ KILAMAZSINIZ. İşte bu nedenle Türkler kendilerine mücadele sembolü olarak Bozkurt’u seçmiştir.” diyerek, sunucuya ve izleyicilere kısa bir ders verir.  Bir zamanların dostuna güven, Düşmanlarına korku salan Türk dünyasının merkezi, Ataman Gazi’nin ulu çınarı Osmanlı. Yaz’dan kalıcı kışa girilmiş sanki, Kara kıştan hiç çıkmayacakmış gibi. Yazın genleşmeye yüksek debiyle akan ırmağın Kışın iyice azalmaya, yavaşlamaya hatta donmaya doğru gidişi örneği. Akarsu debisini kaybedince, Ulu çınar, susuz kalınca, Çürümeye başlar, Güçten düşmeye başlar, Önce yapraklar dökülür,  Sonra dalları kırılır. Hastalık iyice gözle görülür olur. Aşı yapılmaya çalışılır. Kök sağlamsa da aşı tutmamış, Her esen rüzgar bir fırtına gibidir artık. Ulu çınarın görkemli gölgesi kalmamış, Köklerin çevresi bataklığa dönmektedir artık. Merkez çözülmeye başlayınca, Ne Türkistan kalır elde ne Hindistan, Ne Balkanlar ne Avrupa, Ne de Afrika. Rüzgarlar, sağanaklar yetmemiş, Bir de eli baltalı adamlar gelmiş, Ulu çınarı hasta bellemişler, Kesilmesine karar vermişler. Sağdan soldan, Kuzey’den, Güney’e  Başlamışlar vurmaya, Ulu çınarın önce kollarına sonra gövdesine. Bir taraftan baltalı adamlar, Bir taraftan yerleştirilen asalaklar. Zaman zaman ulu çınar çalışmış silkinmeye,  Zaman zaman da dallar kıpırdanmaya. Baltalı adamlar, teknolojilerini yenilemişler, Motorlu testere getirmişler. Kulakları sağır edercesine testerenin sesi, Yüzyıllar sürecek bu varlık mücadelesi. Ulu çınarın gövdesi de kesilmiş, Baltalı adamları ve asalaklarını bir sevinç almış, Kökün uzandığı yerleri ise görünce; Benizleri bir anda atmış. Baltalılar şaşırmıştı, Çünkü; ulu çınarın kökü, zaten anayurdunda bağlanmıştı.  Kesilen yüzlerce yıllık gövde olmuştu, Ama, acunun varoluşundan beri olan kök ve kolları sapasağlamdı. Ulu çınardan dökülen yapraklar süpürülmüş, Dalların bazıları kırılmış, gövdesi devrilmiş, Bazıları ateş yakmak için ayrılmış. Türk’ün ocak ateşi yabancılara geçmiş. Kültürümüzde ateş kutsaldır. Ocak ateşimiz her zaman yanmalıdır. Ateş alınabilir akrabadan, ya da verilebilir akrabaya, Ama,  ne yabancıdan alınabilir ne de verilebilir yabancıya Ateş diyarımız Azerbaycan, Ulu çınarın koparılmış dallarından. Önce ikiye ayrılmış, Sonra içine asalaklar konulmuş. Düşman elinde yurtlar, Türk’ün yüreği kan ağlar. Boyunu eğmek Türk’e yakışmaz. Demiri yakarak yarasını dağlar.  Dağladığı ateş, kendine getirir. Köklerini anımsar, Kürşat’ı, Resulzade’yi, Elçibey’i, Küçük’ü, Denktaş’ı Çiçi Yabgu’yu, Cengiz Han’ı, Emir Timur’u, Azerbaycan’a adını veren Saka komutanı Orbay’ı. "Bağımsızlık benim karakterimdir", "Ya İstiklal Ya Ölüm" diyen T.C. Kurucu Önderi Gazi Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ü anımsar, Silahlarını kuşanır, Yola çıkar. Önündeki engelleri tek tek yok eder. Öleceğini bile bile yolundan dönmez,  Arkasına bakmaz.  Bir bölük düşman askerini yok eder ve şehit olur.  Bilir ki;  Yaptıkları gelecek kuşaklara anlatılacaktır.  Bilir ki; Kanı yerde kalmayacaktır. Bilir ki;  Kafkaslar, kadim Türk yurdudur. Bilir ki; Atası Oğuz gibi Tanrı’ya borcunu ödeyecektir. Bilir ki; Türk tutsaklık kabul etmeyen kadim bir ulustur. Bilir ki; Türkler kendilerine mücadele sembolü olarak Bozkurt’u seçmiştir ÇÜNKÜ; BOZKURT'U KENDİNİZE BAĞLI KILAMAZSINIZ. Azerbaycan Ulusal Kahramanı olarak adı sonsuzlaştırılan, kanla yazılan bir bağımsızlık destanı ortaya koyan Türk yiğidi MÜBARİZ İBRAHİMOV’U uçmağa varışının 12. yılında minnet, saygıyla ve rahmetle anıyorum. Murat Kalyoncu (Türkolog)    
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2022 - Pazartesi

BOZKURT'U KENDİNİZE BAĞLI KILAMAZSINIZ..!

BOZKURT’U KENDİNİZE BAĞLI KILAMAZSINIZ: MÜBARİZ İBRAHİMOV

Ebulfez Elçibey’le söyleşi yapan  İngiliz televizyoncunun dikkatini duvardaki Hilâl ve Bozkurt çeker.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Elçibey’e bunun ne olduğunu sorar:
”O Bozkurt’tur”der Elçibey ve ekler.
”O gördüğünüz Türk Milleti’nin sembolüdür totemidir.”
İngiliz televizyoncu biraz düşündükten sonra özür dileyerek tekrar sorar;
Niçin kendinize vahşi ve yırtıcı bir hayvanı sembol olarak seçtiniz?
”Elçibey’in cevabı:
İngilizler’in sembolü olan aslan hayvanların kralıdır değil mi?
Ancak bu kral dediğiniz hayvana sirklerde 3 kg.sosis verip yanan halkaların içinden sağa sola zıplatırsınız...
Vahşi ve yırtıcı dediğiniz Bozkurt’a bunu yaptıramazsınız.
O, özgürlüğünü ve onurunu hiçbir şeye değişmez
Bozkurt’u zincire vurup kafese atsanız bile, ya üzüntüden ölür ya da zincir ve kafesi parçalayıp gider. Onu yok edebilirsiniz, öldürebilirsiniz ama sindirip esir edemezsiniz

BOZKURT'U KENDİNİZE TÂBİ KILAMAZSINIZ.
İşte bu nedenle Türkler kendilerine mücadele sembolü olarak Bozkurt’u seçmiştir.” diyerek, sunucuya ve izleyicilere kısa bir ders verir. 
Bir zamanların dostuna güven,
Düşmanlarına korku salan
Türk dünyasının merkezi,
Ataman Gazi’nin ulu çınarı Osmanlı.
Yaz’dan kalıcı kışa girilmiş sanki,
Kara kıştan hiç çıkmayacakmış gibi.
Yazın genleşmeye yüksek debiyle akan ırmağın
Kışın iyice azalmaya, yavaşlamaya hatta donmaya doğru gidişi örneği.
Akarsu debisini kaybedince,
Ulu çınar, susuz kalınca,
Çürümeye başlar,
Güçten düşmeye başlar,
Önce yapraklar dökülür, 
Sonra dalları kırılır.
Hastalık iyice gözle görülür olur.
Aşı yapılmaya çalışılır.
Kök sağlamsa da aşı tutmamış,
Her esen rüzgar bir fırtına gibidir artık.
Ulu çınarın görkemli gölgesi kalmamış,
Köklerin çevresi bataklığa dönmektedir artık.
Merkez çözülmeye başlayınca,
Ne Türkistan kalır elde ne Hindistan,
Ne Balkanlar ne Avrupa,
Ne de Afrika.
Rüzgarlar, sağanaklar yetmemiş,
Bir de eli baltalı adamlar gelmiş,
Ulu çınarı hasta bellemişler,
Kesilmesine karar vermişler.
Sağdan soldan,
Kuzey’den, Güney’e 
Başlamışlar vurmaya,
Ulu çınarın önce kollarına sonra gövdesine.
Bir taraftan baltalı adamlar,
Bir taraftan yerleştirilen asalaklar.
Zaman zaman ulu çınar çalışmış silkinmeye, 
Zaman zaman da dallar kıpırdanmaya.
Baltalı adamlar, teknolojilerini yenilemişler,
Motorlu testere getirmişler.
Kulakları sağır edercesine testerenin sesi,
Yüzyıllar sürecek bu varlık mücadelesi.
Ulu çınarın gövdesi de kesilmiş,
Baltalı adamları ve asalaklarını bir sevinç almış,
Kökün uzandığı yerleri ise görünce;
Benizleri bir anda atmış.
Baltalılar şaşırmıştı,
Çünkü; ulu çınarın kökü, zaten anayurdunda bağlanmıştı. 
Kesilen yüzlerce yıllık gövde olmuştu,
Ama, acunun varoluşundan beri olan kök ve kolları sapasağlamdı.
Ulu çınardan dökülen yapraklar süpürülmüş,
Dalların bazıları kırılmış, gövdesi devrilmiş,
Bazıları ateş yakmak için ayrılmış.
Türk’ün ocak ateşi yabancılara geçmiş.
Kültürümüzde ateş kutsaldır.
Ocak ateşimiz her zaman yanmalıdır.
Ateş alınabilir akrabadan, ya da verilebilir akrabaya,
Ama,  ne yabancıdan alınabilir ne de verilebilir yabancıya
Ateş diyarımız Azerbaycan,
Ulu çınarın koparılmış dallarından.
Önce ikiye ayrılmış,
Sonra içine asalaklar konulmuş.
Düşman elinde yurtlar,
Türk’ün yüreği kan ağlar.
Boyunu eğmek Türk’e yakışmaz.
Demiri yakarak yarasını dağlar.
 Dağladığı ateş, kendine getirir.
Köklerini anımsar, Kürşat’ı, Resulzade’yi, Elçibey’i, Küçük’ü, Denktaş’ı
Çiçi Yabgu’yu, Cengiz Han’ı, Emir Timur’u,
Azerbaycan’a adını veren Saka komutanı Orbay’ı.
"Bağımsızlık benim karakterimdir", "Ya İstiklal Ya Ölüm" diyen
T.C. Kurucu Önderi Gazi Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ü anımsar,
Silahlarını kuşanır,
Yola çıkar.
Önündeki engelleri tek tek yok eder.
Öleceğini bile bile yolundan dönmez, 
Arkasına bakmaz. 
Bir bölük düşman askerini yok eder ve şehit olur. 
Bilir ki; 
Yaptıkları gelecek kuşaklara anlatılacaktır. 
Bilir ki;
Kanı yerde kalmayacaktır.
Bilir ki; 
Kafkaslar, kadim Türk yurdudur.
Bilir ki;
Atası Oğuz gibi Tanrı’ya borcunu ödeyecektir.
Bilir ki;
Türk tutsaklık kabul etmeyen kadim bir ulustur.
Bilir ki;
Türkler kendilerine mücadele sembolü olarak Bozkurt’u seçmiştir
ÇÜNKÜ;
BOZKURT'U KENDİNİZE BAĞLI KILAMAZSINIZ.
Azerbaycan Ulusal Kahramanı olarak adı sonsuzlaştırılan, kanla yazılan bir bağımsızlık destanı ortaya koyan Türk yiğidi MÜBARİZ İBRAHİMOV’U uçmağa varışının 12. yılında minnet, saygıyla ve rahmetle anıyorum.

Murat Kalyoncu (Türkolog)
 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.