Murat Kalyoncu (Türkolog)
Köşe Yazarı
Murat Kalyoncu (Türkolog)
 

ALPULLU ŞEKER FABRİKAMIZ

Yeni kuşaklar bilmez derler, Eski dönemleri anlatırken, Annelerimiz, babalarımız, Dedelerimiz, halalarımız, teyzelerimiz, Yaşı geçkin büyüklerimiz ve Öğretmenlerimiz… Hiç unutmuyorum, Orta 1. sınıftayken (6. sınıf) Coğrafya öğretmenimizin, Özetleyen Türkiye ekonomisinin İki tümcesini… Birinci tümce şöyleydi; “Türkiye kendi kendine yeten dünyanın yedi ülkesinden biriydi” İkinci tümce biraz daha özeldi; “Biz Bulgaristan’a bile elektrik satıyoruz” olmuştu. Bu tümceler “Ne kadar varsıl bir ülkeyiz” duygusunu uyandırmıştı. Dünyaya kafa tutabilir, süper güç olabilirdik. Düşünün bir kere 6. Sınıfa giden, Bir Türk balasının düşünceleri bunlar. Üstelik 80’lerin Özal’ın öncülük ettiği Türkiye’de estirilen, Kapitalist neo (yeni) liberal ekonomik politikalar ve Küreselleşmeci anlayışlara karşın… Yakın geçmişi incelemeye başladım, Basiretsiz yöneticilerin verdikleri kapitülasyonlarla, Enkaz haline dönen ekonominin Atatürk ile birlikte, Canlandırıldığını gördüm. Yalnızca canlandırılmamış adeta şaha kalkmıştı. T.C. Kurucu Önderi Gazi Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ün, Yalnızca bir asker olmadığını o zaman anladım. Daha kim bilir ne özelliklerini görecektim? Şaha kaldırılan ekonomi dünyanın gündemine girmiş, Yabancı kuramcılar bunu makalelerinde adını koymuşlardı;  Take-off yani KALKIŞ’tı. Uyuyan dev başını kaldırmıştı. Bu kalkış nasıl olmuştu? Bilmediklerimiz nelerdi? Kalkışın ekonomik boyutunu özetleyeyim. Planlı kalkınma… Denk bütçe… Gerçek üretim… Adil bir gelir dağılımı… Sümerbank… Etibank… Üç Beyaz Üç Siyah… Son kavram çok dikkatimi çekmişti. Üç Siyah : Kömür, demir, akaryakıt Üç Beyaz : Un, pamuk, şeker Ne anlatılmıştı? Kömür: Isınmak, maden, siyah altın Demir: Silah, savunmak Akaryakıt: Araba, sanayi Un: Ekmek, gıda Pamuk: Giyecek, dokuma, beyaz altın Şeker: TAT. Doktor Atatürk, görmüş, araştırmış, Hastalığı anlamış, tanısını koymuş, GERÇEK BİR EKONOMİ reçetesi yazmıştı. Günümüzdeki acı olanlarına hiç benzemezdi. Tatlı bir reçeteydi. Üç Beyaz Üç Siyah reçetede yazan tatlı ilaçtı. Her daim alınması gereken bir ilaçtı. Bu ilacı alacaksın ki senin tadın yerine gelsin, Ülkenin tadı yerine gelsin. 95 yıl önce bugün Kırklareli’nde, Alpullu’da  İlk şeker fabrikamızın açıldığı hizmete açıldığı gün. Ağzımızın tatlanmaya başlandığı gün… Şimdi mi ağzımızın tadı hiç yok!!! Murat Kalyoncu (Türkolog)
Ekleme Tarihi: 01 Aralık 2021 - Çarşamba

ALPULLU ŞEKER FABRİKAMIZ

Yeni kuşaklar bilmez derler,
Eski dönemleri anlatırken,
Annelerimiz, babalarımız,
Dedelerimiz, halalarımız, teyzelerimiz,
Yaşı geçkin büyüklerimiz ve
Öğretmenlerimiz…
Hiç unutmuyorum,

Orta 1. sınıftayken (6. sınıf)
Coğrafya öğretmenimizin,
Özetleyen Türkiye ekonomisinin
İki tümcesini…
Birinci tümce şöyleydi;

Türkiye kendi kendine yeten dünyanın yedi ülkesinden biriydi

İkinci tümce biraz daha özeldi;

Biz Bulgaristan’a bile elektrik satıyoruz” olmuştu.

Bu tümceler “Ne kadar varsıl bir ülkeyiz” duygusunu uyandırmıştı.
Dünyaya kafa tutabilir, süper güç olabilirdik.
Düşünün bir kere 6. Sınıfa giden,
Bir Türk balasının düşünceleri bunlar.
Üstelik 80’lerin Özal’ın öncülük ettiği Türkiye’de estirilen,
K
apitalist neo (yeni) liberal ekonomik politikalar ve
Küreselleşmeci anlayışlara karşın…
Yakın geçmişi incelemeye başladım,
Basiretsiz yöneticilerin verdikleri kapitülasyonlarla,
Enkaz haline dönen ekonominin Atatürk ile birlikte,
Canlandırıldığını gördüm.

Yalnızca canlandırılmamış adeta şaha kalkmıştı.

T.C. Kurucu Önderi Gazi Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ün,
Yalnızca bir asker olmadığını o zaman anladım.
Daha kim bilir ne özelliklerini görecektim?
Şaha kaldırılan ekonomi dünyanın gündemine girmiş,
Yabancı kuramcılar bunu makalelerinde adını koymuşlardı; 

Take-off yani KALKIŞ’tı.

Uyuyan dev başını kaldırmıştı.
Bu kalkış nasıl olmuştu?
Bilmediklerimiz nelerdi?
Kalkışın ekonomik boyutunu özetleyeyim.
Planlı kalkınma…
Denk bütçe…
Gerçek üretim…
Adil bir gelir dağılımı…

Sümerbank…

Etibank…

Üç Beyaz Üç Siyah…
Son kavram çok dikkatimi çekmişti.
Üç Siyah : Kömür, demir, akaryakıt
Üç Beyaz : Un, pamuk, şeker

Ne anlatılmıştı?

Kömür: Isınmak, maden, siyah altın
Demir: Silah, savunmak
Akaryakıt: Araba, sanayi
Un: Ekmek, gıda
Pamuk: Giyecek, dokuma, beyaz altın
Şeker: TAT.
Doktor Atatürk, görmüş, araştırmış,
Hastalığı anlamış, tanısını koymuş,

GERÇEK BİR EKONOMİ reçetesi yazmıştı.
Günümüzdeki acı olanlarına hiç benzemezdi.
Tatlı bir reçeteydi.
Üç Beyaz Üç Siyah reçetede yazan tatlı ilaçtı.
Her daim alınması gereken bir ilaçtı.

Bu ilacı alacaksın ki senin tadın yerine gelsin,
Ülkenin tadı yerine gelsin.
95 yıl önce bugün
Kırklareli’nde, Alpullu’da 
İlk şeker fabrikamızın açıldığı hizmete açıldığı gün.
Ağzımızın tatlanmaya başlandığı gün…
Şimdi mi ağzımızın tadı hiç yok!!!

Murat Kalyoncu (Türkolog)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.