Murat Kalyoncu (Türkolog)
Köşe Yazarı
Murat Kalyoncu (Türkolog)
 

28 OCAK 1920 MİSAK-I MİLLİ KARARLARI (ULUSAL AND)

Misak-ı Milli kararları can çekişen bir milletin can havliyle günü kurtarmak için aldığı kararlardan ibaret değildir. Tam tersine Yüce Türk Milleti’nin ne kadar zor koşullarda mücadele ederse etsin, ne kadar asimile (eritme) edilmeye çalışılırsa çalışılsın atalarından almış olduğu kalıtsal mirasını, büyük Turan ülküsünü unutmadığını göstermiştir. DÜNYAYA UYGARLIĞI ÖĞRETEN TÜRK, KUTSALLIK ATFETTİĞİ, GELİŞTİRDİĞİ, KALKINDIRDIĞI, GERÇEK BARIŞI SAĞLADIĞI ONBİNLERCE YILLIK YURT TOPRAKLARINI VE GEREK DIŞ GÜÇLERCE GEREKSE İÇERDEKİ DEVŞİRMELERCE ONBİNLERCE YILLIK KENDİSİNE UYGULANAN BÖL VE YÖNET POLİTİKALARIYLA, MASA BAŞI OYUNLARIYLA, OLUŞTURULAN İÇ ENTRİKALARLA, ELİNDEN ALINDIĞI YURT TOPRAKLARINI, TURAN ÜLKÜSÜNÜ HİÇBİR ZAMAN UNUTMAMIŞTIR. Dünyaya her zaman şan veren kahraman ordumuzun neden sınırlarımızın dışında operasyonlar yapmasının nedeni çok karmaşık değildir. Daha doğrusu, hakkıdır aslında…  Misak-ı Milli kararların bu gözle okunması bu kararların gerçekte ne olduğunun daha da iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. NEDEN Mİ AFRİN’DEYİZ? Ulusalcı olarak görünen yazarlar tarafından şu sözleri üzülerek okudum, duydum hâlen de devam etmekte; “Ne işimiz var Afrin’de, Suriye’de, Irak’ta? Elin Arap’ı için askerlerimiz neden şehit olsun? Arap burada gününü gün ediyor, bizim askerimiz onları neden savunsun?” Dönemin Genelkurmay başkanımıza yapılan kinayeler de cabası!!! (Şimdiki Milli Savunma Bakanı) Bu söylemler cahillikten başka bir şey olmadığı çok açık. Bu söylemlerin temelinde tarih bilmemezlik yatmaktadır. Ya da bilerek algı yönlendirmesi!!!  Çünkü Türk askerinin oralara çıkarma yapmasının temeli tarihi bir belgeye dayanmaktadır. Tarihi belge ise Ulusal Andımız (Misak-ı Milli) dır. Nasıl mı? Şöyle bir tarihe kısa bir yolculuk yapalım… 13 Kasım 1918 tarihinde İngiliz çizmeleri İstanbul’a ayak basarak fiilen işgali başlattı. Peki ne oldu da 1,5 yıl sonra, 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’u bu sefer resmen işgal ettiler? Ne oldu da ortalığı ayağa kaldırdılar, neden meclisi kapattılar? Neden tutuklamalar, sürgünler birden hızlandı, şiddetlendi? İngiliz Kraliyet Donanması İstihbarat Sevisi’nin yaptığı Turan konulu çalışmaları sonucunda bir rapor yazıp resmi kuruluşlara sunuyor. Rapor çok dikkat çekicidir. Raporda; “Şüphesiz, TURAN’IN, günümüzde yaşayanların fiziksel ve diğer özelliklerinde gösterildiği gibi tarih öncesi zamanda TEK BİR IRK OLDUKLARI söylenebilir. Yine İngiliz gizli servisi, bir Turan haritası yapıyor. Kendilerinin yaptığı Turan Haritasında, Finlandiya, Hungarya (Macaristan), Tüm Orta Asya (Türkistan), Bütün Sibirya ve Rusya, en önemli bir tehdit olarak gördükleri kadim Türk toprağı olan Türkiye de yer almaktadır. Günümüzdeki  haritalarla çok benzerlik göstermektedir.) Daha da önemlisi Turanın Türkler tarafından yeniden oluşturulabileceği not düşülmektedir. Peki bunun 16 Mart tarihindeki ikinci işgalleriyle ne ilgisi olabilir? 16 Mart’ı tetikleyen olay ne olmuştu? Misak-ı Milli Kararları… Misak-ı Milli kararlarının 1. Maddesi nedir? Daha doğrusu bize nasıl öğretildi? “30 Ekim 1918 günü yani Mondros ateşkesinin imzalandığı gün işgal edilmiş topraklar milli sınırlarımızdır.” Gerçekte nasıl?  “Osmanlı Devleti’nin özellikle Arap çoğunluğun yaşadığı ve 30 Ekim 1918 tarihli mütarekenin kabulünde düşman orduları işgali altında kalan kısımlarının geleceğinin, halkının serbestçe beyân edecekleri oylara uygun olarak tayin edilmesi gerekir. Sözü edilen mütareke hattının içinde ve dışında din, ırk ve ülkü birliği bakımlarından birbirlerine bağlı olan, karşılıklı saygı ve fedakârlık duyguları besleyen, ırk ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin şartlarına saygı gösteren Osmanlı-İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tamamı, ister bir eylem ve ister bir hükümle olsun birbirlerinden ayrılamayacak bir bütündür.” Dikkat edin; a) Sözü edilen mütareke hattının içinde ve dışında din, ırk ve ülkü birliği bakımlarından birbirlerine bağlı olan, b) karşılıklı saygı ve fedakârlık duyguları besleyen, ırk ve toplum ilişkileri ile c) çevrelerinin şartlarına saygı gösteren Osmanlı-İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tamamı,  d) ister bir eylem ve ister bir hükümle olsun birbirlerinden ayrılamayacak bir bütündür.” Bir madde daha açık nasıl yazılabilir ki? İngilizler, Misak-ı Milli’yi okuyunca, içindeki gerçek anlamı farkedince işin ciddiyetini  aslında ne kadar büyük olduğunu anladılar. Hazırladıkları rapor akıllarına geldi ve telaşlandılar. EYVAH!!!!, TÜRKLER UYANMAYA BAŞLADI, TÜRKLER TURAN’I ANIMSADI. Savaştan harap ve yorgun çıkmış bir millet, elinde avucunda hiçbir şey olmayan bir millet bunları düşünebiliyorsa, olanakları olsa ne olabilir diye düşününce haliyle dehşete kapılıp, aşırı gibi görünen tepki verdiler. Aslında bu kararlar onlara göre dünyadaki sömürge düzeninin bir anlamda sona ermesi olacağından önlem anlamında tepkinin şiddeti büyük oldu. Bizi bizden iyi tanımanın getirdiği bir sonuçtu bu aslında… Başta sorduğumuz soruya dönelim, Türk askeri de Afrin’e, Suriye’ye, Irak’a ya da diğer yerlere girdiği zaman dayanak noktası dolayısıyla Misak-ı Milli’nin 1. Maddesi olmuştur. Türk askerinin sınır ötesi operasyonlarına temel oluşturan maddenin ilgili kısımını tekrar yazmakta yarar görüyorum; “Sözü edilen mütareke hattının içinde ve dışında din, ırk ve ülkü birliği bakımlarından birbirlerine bağlı olan, karşılıklı saygı ve fedakârlık duyguları besleyen, ırk ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin şartlarına saygı gösteren Osmanlı-İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tamamı, ister bir eylem ve ister bir hükümle olsun birbirlerinden ayrılamayacak bir bütündür.”   Tarih, geçmişimizdir. Tarihini bilmeyen tarih olur, tarihini bilen tarih yazar. Murat Kalyoncu/
Ekleme Tarihi: 31 Ocak 2022 - Pazartesi

28 OCAK 1920 MİSAK-I MİLLİ KARARLARI (ULUSAL AND)

Misak-ı Milli kararları can çekişen bir milletin can havliyle günü kurtarmak için aldığı kararlardan ibaret değildir. Tam tersine Yüce Türk Milleti’nin ne kadar zor koşullarda mücadele ederse etsin, ne kadar asimile (eritme) edilmeye çalışılırsa çalışılsın atalarından almış olduğu kalıtsal mirasını, büyük Turan ülküsünü unutmadığını göstermiştir.

DÜNYAYA UYGARLIĞI ÖĞRETEN TÜRK, KUTSALLIK ATFETTİĞİ, GELİŞTİRDİĞİ, KALKINDIRDIĞI, GERÇEK BARIŞI SAĞLADIĞI ONBİNLERCE YILLIK YURT TOPRAKLARINI VE GEREK DIŞ GÜÇLERCE GEREKSE İÇERDEKİ DEVŞİRMELERCE ONBİNLERCE YILLIK KENDİSİNE UYGULANAN BÖL VE YÖNET POLİTİKALARIYLA, MASA BAŞI OYUNLARIYLA, OLUŞTURULAN İÇ ENTRİKALARLA, ELİNDEN ALINDIĞI YURT TOPRAKLARINI, TURAN ÜLKÜSÜNÜ HİÇBİR ZAMAN UNUTMAMIŞTIR.

Dünyaya her zaman şan veren kahraman ordumuzun neden sınırlarımızın dışında operasyonlar yapmasının nedeni çok karmaşık değildir. Daha doğrusu, hakkıdır aslında… 
Misak-ı Milli kararların bu gözle okunması bu kararların gerçekte ne olduğunun daha da iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

NEDEN Mİ AFRİN’DEYİZ?

Ulusalcı olarak görünen yazarlar tarafından şu sözleri üzülerek okudum, duydum hâlen de devam etmekte;

“Ne işimiz var Afrin’de, Suriye’de, Irak’ta? Elin Arap’ı için askerlerimiz neden şehit olsun?

Arap burada gününü gün ediyor, bizim askerimiz onları neden savunsun?” Dönemin Genelkurmay başkanımıza yapılan kinayeler de cabası!!! (Şimdiki Milli Savunma Bakanı) Bu söylemler cahillikten başka bir şey olmadığı çok açık. Bu söylemlerin temelinde tarih bilmemezlik yatmaktadır. Ya da bilerek algı yönlendirmesi!!! 
Çünkü Türk askerinin oralara çıkarma yapmasının temeli tarihi bir belgeye dayanmaktadır.

Tarihi belge ise Ulusal Andımız (Misak-ı Milli) dır. Nasıl mı?
Şöyle bir tarihe kısa bir yolculuk yapalım…

13 Kasım 1918 tarihinde İngiliz çizmeleri İstanbul’a ayak basarak fiilen işgali başlattı. Peki ne oldu da 1,5 yıl sonra, 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’u bu sefer resmen işgal ettiler? Ne oldu da ortalığı ayağa kaldırdılar, neden meclisi kapattılar?

Neden tutuklamalar, sürgünler birden hızlandı, şiddetlendi?

İngiliz Kraliyet Donanması İstihbarat Sevisi’nin yaptığı Turan konulu çalışmaları sonucunda bir rapor yazıp resmi kuruluşlara sunuyor. Rapor çok dikkat çekicidir. Raporda;

“Şüphesiz, TURAN’IN, günümüzde yaşayanların fiziksel ve diğer özelliklerinde gösterildiği gibi tarih öncesi zamanda TEK BİR IRK OLDUKLARI söylenebilir. Yine İngiliz gizli servisi, bir Turan haritası yapıyor. Kendilerinin yaptığı Turan Haritasında, Finlandiya, Hungarya (Macaristan), Tüm Orta Asya (Türkistan), Bütün Sibirya ve Rusya, en önemli bir tehdit olarak gördükleri kadim Türk toprağı olan Türkiye de yer almaktadır.

Günümüzdeki  haritalarla çok benzerlik göstermektedir.) Daha da önemlisi Turanın Türkler tarafından yeniden oluşturulabileceği not düşülmektedir.

Peki bunun 16 Mart tarihindeki ikinci işgalleriyle ne ilgisi olabilir? 16 Mart’ı tetikleyen olay ne olmuştu?

Misak-ı Milli Kararları…

Misak-ı Milli kararlarının 1. Maddesi nedir?

Daha doğrusu bize nasıl öğretildi?

“30 Ekim 1918 günü yani Mondros ateşkesinin imzalandığı gün işgal edilmiş topraklar milli sınırlarımızdır.”

Gerçekte nasıl? 

“Osmanlı Devleti’nin özellikle Arap çoğunluğun yaşadığı ve 30 Ekim 1918 tarihli mütarekenin kabulünde düşman orduları işgali altında kalan kısımlarının geleceğinin, halkının serbestçe beyân edecekleri oylara uygun olarak tayin edilmesi gerekir. Sözü edilen mütareke hattının içinde ve dışında din, ırk ve ülkü birliği bakımlarından birbirlerine bağlı olan, karşılıklı saygı ve fedakârlık duyguları besleyen, ırk ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin şartlarına saygı gösteren Osmanlı-İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tamamı, ister bir eylem ve ister bir hükümle olsun birbirlerinden ayrılamayacak bir bütündür.”

Dikkat edin;

a) Sözü edilen mütareke hattının içinde ve dışında din, ırk ve ülkü birliği bakımlarından birbirlerine bağlı olan,

b) karşılıklı saygı ve fedakârlık duyguları besleyen, ırk ve toplum ilişkileri ile

c) çevrelerinin şartlarına saygı gösteren Osmanlı-İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tamamı, 

d) ister bir eylem ve ister bir hükümle olsun birbirlerinden ayrılamayacak bir bütündür.”

Bir madde daha açık nasıl yazılabilir ki?

İngilizler, Misak-ı Milli’yi okuyunca, içindeki gerçek anlamı farkedince işin ciddiyetini  aslında ne kadar büyük olduğunu anladılar. Hazırladıkları rapor akıllarına geldi ve telaşlandılar.

EYVAH!!!!, TÜRKLER UYANMAYA BAŞLADI, TÜRKLER TURAN’I ANIMSADI.

Savaştan harap ve yorgun çıkmış bir millet, elinde avucunda hiçbir şey olmayan bir millet bunları düşünebiliyorsa, olanakları olsa ne olabilir diye düşününce haliyle dehşete kapılıp, aşırı gibi görünen tepki verdiler. Aslında bu kararlar onlara göre dünyadaki sömürge düzeninin bir anlamda sona ermesi olacağından önlem anlamında tepkinin şiddeti büyük oldu. Bizi bizden iyi tanımanın getirdiği bir sonuçtu bu aslında…

Başta sorduğumuz soruya dönelim,

Türk askeri de Afrin’e, Suriye’ye, Irak’a ya da diğer yerlere girdiği zaman dayanak noktası dolayısıyla Misak-ı Milli’nin 1. Maddesi olmuştur. Türk askerinin sınır ötesi operasyonlarına temel oluşturan maddenin ilgili kısımını tekrar yazmakta yarar görüyorum;

“Sözü edilen mütareke hattının içinde ve dışında din, ırk ve ülkü birliği bakımlarından birbirlerine bağlı olan, karşılıklı saygı ve fedakârlık duyguları besleyen, ırk ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin şartlarına saygı gösteren Osmanlı-İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tamamı, ister bir eylem ve ister bir hükümle olsun birbirlerinden ayrılamayacak bir bütündür.”

  Tarih, geçmişimizdir. Tarihini bilmeyen tarih olur, tarihini bilen tarih yazar.

Murat Kalyoncu/

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.