Prof. Dr. Ata ATUN ( Kıbrıs İlim Üniversitesi )
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Ata ATUN ( Kıbrıs İlim Üniversitesi )
 

Küçük Kaymaklı ve Maraş (Prof. Dr. Ata Atun, Kıbrıs İlim Üniversitesi)

    Madem meydanı boş bulanlar kendi çektiklerini, haklarını unutup, Rumların derdine düştüler, hatırlatalım; Lefkoşa’nın Küçük Kaymaklı semtine EOKA’cıların saldırısı, dönemin Cumhurbaşkanı Makarios’un 22 Aralık günü son defa iki toplumlu olarak yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası EK1’i olan Garantiler ve İttifak Anlaşmasını tanımadığını açıklamasından sonra başlamıştı. Nikos Sampson komutasındaki EOKA’cı teröristler, Yunan Alayı’nın (ELDİK) desteği ile birlikte önce Küçük Kaymaklı’nın dış dünya ile tüm bağını kesmişler, sonra da Küçük Kaymaklı bölgesine aşırı ve dengesiz bir güçle saldırmışlardı.            Savunmasız Kıbrıslı Türklere saldırırken kendilerini yenilmez aslanlar zanneden EOKA’cı teröristler ve sonrasının RMMO askerleri, 20 Temmuz 1974 günü Kıbrıs adasına ayak basan Mehmetçiğin karşısında tutunamayınca çareyi fareler gibi kaçmakta bulmuşlardı. Bu çakma aslanların Mehmetçiğin karşısında çil yavrusu gibi dağılıp kaçışlarını, 15 Ağustos 1974 günü akşamüstü Mehmetçik Mağusa’ya ulaşınca gözlerimle görmüş, inanamamıştım...          Rumların Küçük Kaymaklı bölgesine aşırı güç kullanarak yaptıkları saldırıya Kıbrıs Türkleri iki gün dayanabilmişti. İkinci günün sonunda Küçük Kaymaklı bölgesinde yaşamlarını sürdüren kardeşlerimiz, çareyi güvenli bölgelere geçmekte bularak, evlerini, araçlarını, hayvanlarını ve tüm varlıklarını arkada bırakmış, Lefkoşa’nın güvenli bölgelerine göç etmişlerdi. Göçe ayak uyduramayan 550’ye yakın yaşlımız, kadın ve çocuklarımız esir alınmış, direnen kardeşlerimiz şehit edilmiş, evler, camiler ve okullar yakılıp yıkılmıştı.          Küçük Kaymaklı’dan 24 Aralık 1963 günü göçe etmek zorunda kalan kardeşlerimiz tam on yıl altı ay, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatında Küçük Kaymaklı ele geçirilinceye kadar, bölgeye sokulmadılar.           Rahmetlik Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’la, Rum Cemaat Meclisi Başkanı Glafkos Kleridis’in Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, -Rum saldırılarının 21 Aralık 1963 günü başlamasından dört buçuk yıl sonra- 3 Haziran 1968 günü ilk kez yaptığı toplantıda, Küçük Kaymaklı’yı silah zoru ile terk etmeye zorlanan kardeşlerimizin geri dönmelerine Makarios hükümetinin izin vermesini istenmiş, Klerides’in buna cevabı “Kanla aldık, kanla veririz” olmuştu.          Küçük Kaymaklı’yı silah zoru ile terk etmek zorunda kalan kardeşlerimiz, evlerine 20 Temmuz 1974 günü Mehmetçiğin adaya ayak basması sonrasında, aynen Klerides’in dediği gibi bölge “Kanla alındıktan” ve kendilerini aslan zanneden EOKA’cıların Mehmetçiğin karşısında kaçmak zorunda kalmalarından sonra dönebilmişler, Rumların aynen Girit’te yaptıkları gibi yakıp yıktıkları evlerini de kendi imkanları ile tamir ederek, yaşamlarını sürdürmeye başlamışlardı.         Bugüne değin hiçbir Rum siyasinin, BM yetkilisinin, ABD diplomatının ve Avrupa Birliği yöneticilerinin Küçük Kaymaklı’dan bahsettiklerini ve Rumları kınadıklarını duymadım, görmedim. Bizim aramızdaki Rum hayranlarının ve taraftarlarının da Küçük Kaymaklı’dan bahsettiklerini maalesef duyamadım.  
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2021 - Pazartesi

Küçük Kaymaklı ve Maraş (Prof. Dr. Ata Atun, Kıbrıs İlim Üniversitesi)

    Madem meydanı boş bulanlar kendi çektiklerini, haklarını unutup, Rumların derdine düştüler, hatırlatalım; Lefkoşa’nın Küçük Kaymaklı semtine EOKA’cıların saldırısı, dönemin Cumhurbaşkanı Makarios’un 22 Aralık günü son defa iki toplumlu olarak yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası EK1’i olan Garantiler ve İttifak Anlaşmasını tanımadığını açıklamasından sonra başlamıştı. Nikos Sampson komutasındaki EOKA’cı teröristler, Yunan Alayı’nın (ELDİK) desteği ile birlikte önce Küçük Kaymaklı’nın dış dünya ile tüm bağını kesmişler, sonra da Küçük Kaymaklı bölgesine aşırı ve dengesiz bir güçle saldırmışlardı.  

 
       Savunmasız Kıbrıslı Türklere saldırırken kendilerini yenilmez aslanlar zanneden EOKA’cı teröristler ve sonrasının RMMO askerleri, 20 Temmuz 1974 günü Kıbrıs adasına ayak basan Mehmetçiğin karşısında tutunamayınca çareyi fareler gibi kaçmakta bulmuşlardı. Bu çakma aslanların Mehmetçiğin karşısında çil yavrusu gibi dağılıp kaçışlarını, 15 Ağustos 1974 günü akşamüstü Mehmetçik Mağusa’ya ulaşınca gözlerimle görmüş, inanamamıştım...
 
       Rumların Küçük Kaymaklı bölgesine aşırı güç kullanarak yaptıkları saldırıya Kıbrıs Türkleri iki gün dayanabilmişti. İkinci günün sonunda Küçük Kaymaklı bölgesinde yaşamlarını sürdüren kardeşlerimiz, çareyi güvenli bölgelere geçmekte bularak, evlerini, araçlarını, hayvanlarını ve tüm varlıklarını arkada bırakmış, Lefkoşa’nın güvenli bölgelerine göç etmişlerdi. Göçe ayak uyduramayan 550’ye yakın yaşlımız, kadın ve çocuklarımız esir alınmış, direnen kardeşlerimiz şehit edilmiş, evler, camiler ve okullar yakılıp yıkılmıştı.
 
       Küçük Kaymaklı’dan 24 Aralık 1963 günü göçe etmek zorunda kalan kardeşlerimiz tam on yıl altı ay, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatında Küçük Kaymaklı ele geçirilinceye kadar, bölgeye sokulmadılar. 
 
       Rahmetlik Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’la, Rum Cemaat Meclisi Başkanı Glafkos Kleridis’in Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, -Rum saldırılarının 21 Aralık 1963 günü başlamasından dört buçuk yıl sonra- 3 Haziran 1968 günü ilk kez yaptığı toplantıda, Küçük Kaymaklı’yı silah zoru ile terk etmeye zorlanan kardeşlerimizin geri dönmelerine Makarios hükümetinin izin vermesini istenmiş, Klerides’in buna cevabı “Kanla aldık, kanla veririz” olmuştu.
 
       Küçük Kaymaklı’yı silah zoru ile terk etmek zorunda kalan kardeşlerimiz, evlerine 20 Temmuz 1974 günü Mehmetçiğin adaya ayak basması sonrasında, aynen Klerides’in dediği gibi bölge “Kanla alındıktan” ve kendilerini aslan zanneden EOKA’cıların Mehmetçiğin karşısında kaçmak zorunda kalmalarından sonra dönebilmişler, Rumların aynen Girit’te yaptıkları gibi yakıp yıktıkları evlerini de kendi imkanları ile tamir ederek, yaşamlarını sürdürmeye başlamışlardı.
 
      Bugüne değin hiçbir Rum siyasinin, BM yetkilisinin, ABD diplomatının ve Avrupa Birliği yöneticilerinin Küçük Kaymaklı’dan bahsettiklerini ve Rumları kınadıklarını duymadım, görmedim. Bizim aramızdaki Rum hayranlarının ve taraftarlarının da Küçük Kaymaklı’dan bahsettiklerini maalesef duyamadım.
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.