1 MAYIS PARANOYASI
Yıl 1977.... 65.Tümen Karargahı...
Askerliğimi yaptığım Tümende gelen kripto mesajları çözüp, Tümen Komutanımız Suat İLHAN paşaya sunuyoruz...Gelen mesajlar hiç iç açıcı değil.. 1 Mayıs Mitinginde karışıklık çıkacağı belirtiliyor. TSK disiplinli bir yapıya sahiptir, Taksim meydanı askeri bölge olmamasına rağmen gerekli tedbirler alınıyor, hazırlık yapılıyor, eğitimli kıtalar hazır bekletiliyor, bölgedeki diğer birlikler de aynı hazırlığı yapıyor, bekliyoruz. O lanet olası gün gelip çatıyor, akla gelmeyen bir tuzak ile karşılaşıyoruz, İntercontinetal Otelin üst katlarından ve İski binasının tepesinden, miting alanına yaylım ateşi açılıyor.
Oluşan panik ve sıkılan mermilerle 34 emekçi hayatını kaybediyor, onlarca yaralı, bayram alanı kan gölüne dönüyor, Bu panik ortamında ne askeri birliklerin müdahalesi mümkün oluyor nede polisin. GLADYO amacına ulaşıyor, O gün bu gündür, Taksim sabıkalı bölge, sakıncalı alan. Arşivleri tarıyorum, çok sayıda iddia, yorum, itham ve suçlama ile karşılaşıyorum, Aradan 47 yıl geçmiş, hala acısı içimizde, Taksim hala sakıncalı meydan.
Bu vahşeti yapanların artık eskiden olduğu gibi bu Ülkede at oynatamadığı, kafası estiğinde eylem yapamadığını, başta MİT olmak üzere diğer güvenlik birimlerinin hışmına uğradığını, kılını kıpırdatamadan yakayı ele verdiğini biliyoruz.
O zaman taksim niye sakıncalı, niye yasak meydan diye ister istemez soruyoruz. Sorular kafamızın içinde dönmeye başlıyor. Bir çoğu hınzırca, bir bölümü şüphe yüklü.
Yoksa diyoruz, Fetö bitmedi mi?
Fetö halen daha Devlete, Hükumete paranoya nöbetleri mi yaşatıyor. Gladyo gücünü muhafaza mı ediyor. Benzeri onlarca soru. Kafamın içindeki İblisi kovuyorum, yok olamaz diye kendi kendime bağırarak bu sorulara cevap buluyorum. Yok, yok, yok Ülkem eski Türkiye değil, hain örgütler, Yabancı İstihbarat servisleri artık Ülkemde at koşturamıyor.
MİT ve Emniyet bunlara nefes aldırmıyor, her gün biri ya çökertiliyor, ya da Ülkeyi terk ediyor. O zaman diyorum, Devlet ve Hükumet emek düşmanı mı, bu geniş kitleleri terör örgütlerinin, art niyetli siyasetçilerin istismarına mı terk ediyor. İblis kafama sızmış yine, bir türlü rahat bırakmıyor beni, şüphe ve Paranoya nöbeti beni de yakalıyor.
Ben Paranoya nöbetlerine yakalanıp, şüpheli sorular sorup cevap bulamayabilirim, ya Devlet bir Devlet Paranoya nöbeti yaşamaz, vatandaşına, emekçisine şüpheyle bakamaz, onların bayramını bayram kabul eder, onlarla birlikte O sevinci yaşar, burası doğal olarak Taksim olur O kabus günü hatırlanır, lanetlenir, hafızalar tazelenir, sebep olanlar hep birlikte lanetlenir.
Devlet vatandaşına, emeğe, emekçiye yasakçı olamaz, sahip çıkar diyerek, Taksim’e özgürlük isteyip yazımıza son verelim.