Mehmet Yaşar GENÇ
Köşe Yazarı
Mehmet Yaşar GENÇ
 

Sözün Hasadı (6)

“İç dünyamızın kirlerini ancak güngörmüşlerin kabından dolarak temizleyebiliriz.”   Kıymetli okuyucu! Şu dünya sahnesinde, coğrafyamızın, memleketlerimizin, şehir, kasaba ve köylerimizin sokak ve evlerinde, aydınlık gibi görünse de karanlıklar içinde kıvranıp duran, azgınlıklar depreminde yolunu kaybetmiş, maddi ve manevi çıkmazlarda tükenirken, tutulduğu bu heyula fırtınasından çıkmaya ışık arayan, belki de bulamayan nice insanımız vardır da kimse bunun farkında bile değildir. Oysa yaralı gönüllere, yanık yüreklere sürülebilecek şifa dokunuşlarının özenle ve zarafetle hazırlandığı insanlık mektebinde, nezaket, hayâ, sadakat, sabır ve tevekkül derslerinden veya öğretilerinden, gönül dünyalarında yaşanası ve kuraklığının farkında bile olamayan, biz avare ve bezginlerinin alacağı çokça dersler, kıssadan hisse, öğütler vardır.   Kulluk yokuşlarında yorulmuş, takâti tükenmiş belki de sersemlemiş divanelere, sırra kadem basmak, çâre midir? Hayır.   Yukarıda saydığımız bu ve benzeri nice öğretileri sırtlanıp, tamahkâr bir nefisle yol yürümek de asla sağlıklı olmayacaktır.   Burada bize tabiri caiz ise, bir manivela, yani kaldıraç görevi yapabilecek, huzur ve mutluluk iklimlerinden gül yansıması bakışlar ile dünyamızı kuşatacak, adımlarında bizler için müjde taşıyan, tebessüm sahibi, adı ve sanını asla bilemeyeceğimiz, hatta hemen hemen herkesin diline pelesenk olan “Hızır misali” dervişler, dua dervişleri olacaktır.   Şairin dediği gibi: Dert edinin dert edinin Hak yerini bulsun diye Dert olmadan dert edinin İnsanoğlu gülsün diye.   İşte “hep karlı yollara düşen bu ulûlar ve heybeleri insanlık ile dolular” sayesinde, dünyanın beklenen kıyameti yaşanmamaktadır. Çünkü onlar birer iyilik hareketidirler.   Şair yazar ağabeyim ve büyüğüm Hakan Hadi Kadıoğlu derki: “Meçhul zamandan gelen gezginlerin yüzü kıssalarla doludur.”   Her birimizin ayrı ayrı mecralara savrulup durduğu, üşüme ve titremelerinin içimizi dondurduğu zaman diliminde, önce kendimize çuvaldızı batırmak icap eder diye düşünüyorum.   Adeta Hızır misali gelip, dünyamızı aydınlatan, nûr yüzlülerin elinin üzerimizden eksik olmaması duasıyla bende bu kervana katılıp, dersler çıkarmak için, kendi nefsime derim ki:   Ey fakir yanım! Manâ denizinden yükselen coşkunluğa katıl, Ey zalim nefsim! Al postunu, pest-pâye pazarlarında satıl.   Hoş kalın..Hoşça kalın efendim.  
Ekleme Tarihi: 14 Ekim 2021 - Perşembe

Sözün Hasadı (6)

“İç dünyamızın kirlerini ancak güngörmüşlerin kabından dolarak
temizleyebiliriz.”
 
Kıymetli okuyucu!
Şu dünya sahnesinde, coğrafyamızın, memleketlerimizin, şehir,
kasaba ve köylerimizin sokak ve evlerinde, aydınlık gibi görünse
de karanlıklar içinde kıvranıp duran, azgınlıklar depreminde
yolunu kaybetmiş, maddi ve manevi çıkmazlarda tükenirken,
tutulduğu bu heyula fırtınasından çıkmaya ışık arayan, belki de
bulamayan nice insanımız vardır da kimse bunun farkında bile
değildir.
Oysa yaralı gönüllere, yanık yüreklere sürülebilecek şifa
dokunuşlarının özenle ve zarafetle hazırlandığı insanlık
mektebinde, nezaket, hayâ, sadakat, sabır ve tevekkül
derslerinden veya öğretilerinden, gönül dünyalarında yaşanası ve
kuraklığının farkında bile olamayan, biz avare ve bezginlerinin
alacağı çokça dersler, kıssadan hisse, öğütler vardır.
 
Kulluk yokuşlarında yorulmuş, takâti tükenmiş belki de
sersemlemiş divanelere, sırra kadem basmak, çâre midir? Hayır.
 
Yukarıda saydığımız bu ve benzeri nice öğretileri sırtlanıp,
tamahkâr bir nefisle yol yürümek de asla sağlıklı olmayacaktır.
 
Burada bize tabiri caiz ise, bir manivela, yani kaldıraç görevi
yapabilecek, huzur ve mutluluk iklimlerinden gül yansıması
bakışlar ile dünyamızı kuşatacak, adımlarında bizler için müjde
taşıyan, tebessüm sahibi, adı ve sanını asla bilemeyeceğimiz,
hatta hemen hemen herkesin diline pelesenk olan “Hızır misali”
dervişler, dua dervişleri olacaktır.
 
Şairin dediği gibi:
Dert edinin dert edinin
Hak yerini bulsun diye
Dert olmadan dert edinin
İnsanoğlu gülsün diye.
 
İşte “hep karlı yollara düşen bu ulûlar ve heybeleri insanlık ile
dolular” sayesinde, dünyanın beklenen kıyameti
yaşanmamaktadır. Çünkü onlar birer iyilik hareketidirler.
 
Şair yazar ağabeyim ve büyüğüm Hakan Hadi Kadıoğlu derki:
Meçhul zamandan gelen gezginlerin yüzü kıssalarla doludur.
 
Her birimizin ayrı ayrı mecralara savrulup durduğu, üşüme ve
titremelerinin içimizi dondurduğu zaman diliminde, önce
kendimize çuvaldızı batırmak icap eder diye düşünüyorum.
 
Adeta Hızır misali gelip, dünyamızı aydınlatan, nûr yüzlülerin
elinin üzerimizden eksik olmaması duasıyla bende bu kervana
katılıp, dersler çıkarmak için, kendi nefsime derim ki:
 
Ey fakir yanım!
Manâ denizinden yükselen coşkunluğa katıl,
Ey zalim nefsim!
Al postunu, pest-pâye pazarlarında satıl.
 
Hoş kalın..Hoşça kalın efendim.
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.