Mehmet Yaşar GENÇ
Köşe Yazarı
Mehmet Yaşar GENÇ
 

Sözün Hasadı (2)

 “Yüreğinizin karanlıklarına kandil tutuşturmak isterseniz, vehimlerinize değil; iç sesinize kulak veriniz.”    Bir insan, eğer Allahü teâlânın rızasına nâil olmak istiyor ise, yolunu ve yönünü,kalbinin derinliklerinde ki vadi, ova, dağ ve tepelerine doğru çevirmelidir.             Kalplerimiz aşkın ve imanın; muhabbet ve sevginin, hâsılı bütün iyiliklerin merkezi konumundadır. Ayrıca bunların zıddı olan, küfrün, isyan ve ahlaksızlığın da barınabileceği mekânlarda olabilir. Bizlere düşen ise, bunların Rahmânî boyutunda olanını tercih edebilmektir. Çünkü orada aşk var… Muhabbet var... Sevgi var…     Biz Allah’ın kullarına düşen ise, bunları (aşk, muhabbet ve sevgiyi)  aşırılığa itmeden, ruhumuza ve bünyemize zararlı hale getirmekten veya asıl mecrasından başka kanallara akıtmaktan sakınmak olmalıdır.     Bu ise, insanı Allahü teâlâya yaklaştıran, iş ve uğraşlar ile doğruluk üzere hareket edilen çalışmalar, Allah (c.c.)’a ortak koşmamış olmak, namazını kılmak, zekâtını vermek, vs.) hemhâl olmaktan geçer. Eğer bunu başaramaz isek, dünya sevgisi kalplerimizi karartacak ve bizi bir bilinmezliğe, belki de iç âlemimizde tarifsiz bir yalnızlığa doğru itecektir.    Gönül hanelerinde, aşk muhabbet ve sevdası manen güçlü olmayan insanların kalpleri yaşarken her an ölebilir demektir. Bu ne acı ve ruhsal bir tablo, ne kötü bir gidişat olacaktır!    Oysa gönül dünyamızı mâmur edebilmek, şenlenmesini sağlayabilmek bizlerin elindedir.     Şairin dediği gibi:      ''Toprak çorağı nasıl sevmez ise; gönül de kırağıyı asla sevmez.”    Çünkü: İkisi de yaşanacak olan kışın ve zemherinin habercileridirler. Bundan dolayı ki  kalpgâhımızı, gönül özümüz ve ondan sâdır olacak olan sözümüzü, her türlü kir ve kötülüklerden korumalıyız. Bunu ise ancak Kutlu Türk İslam Öğretileri ile başarabiliriz.   Sevgili Peygamberimiz! (sav) Bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:      ''Bir adım atmadan önce “Şüphelileri bırak, şüphe uyandırmayana bak.      Doğru işlerde kalp sakin olur, yalan ise kalp de şüphe uyandırır.” Tirmizi (Nesei)    Gözümüzün, gönlümüzün kirlenmemesini istiyor isek, her tülü karanlıklar ile de savaşmayı göze alabilmeliyiz. Nihayetinde hayat yolculuğumuzda kalbimiz bizim kılavuzumuz olmalıdır.      Kalbin ayağıyla yürümezsen, Kışa döner amellerin, güz yutar.      Yağan derdin aşkla kürümezsen Sabah; akşam hayallerin buz tutar. Selamlarımla….
Ekleme Tarihi: 02 Temmuz 2021 - Cuma

Sözün Hasadı (2)

 “Yüreğinizin karanlıklarına kandil tutuşturmak isterseniz, vehimlerinize değil; iç sesinize kulak veriniz.”   

Bir insan, eğer Allahü teâlânın rızasına nâil olmak istiyor ise, yolunu ve yönünü,kalbinin
derinliklerinde ki vadi, ova, dağ ve tepelerine doğru çevirmelidir.
       

    Kalplerimiz aşkın ve imanın; muhabbet ve sevginin, hâsılı bütün iyiliklerin merkezi konumundadır.
Ayrıca bunların zıddı olan, küfrün, isyan ve ahlaksızlığın da barınabileceği mekânlarda olabilir.
Bizlere düşen ise, bunların Rahmânî boyutunda olanını tercih edebilmektir. 
Çünkü orada aşk var…
Muhabbet var... Sevgi var…

    Biz Allah’ın kullarına düşen ise, bunları (aşk, muhabbet ve sevgiyi
aşırılığa itmeden, ruhumuza ve bünyemize zararlı hale getirmekten veya
asıl mecrasından başka kanallara akıtmaktan sakınmak olmalıdır.

    Bu ise, insanı Allahü teâlâya yaklaştıran, iş ve uğraşlar ile
doğruluk üzere hareket edilen çalışmalar, Allah (c.c.)’a ortak koşmamış olmak,
namazını kılmak, zekâtını vermek, vs.) hemhâl olmaktan geçer.
Eğer bunu başaramaz isek, dünya sevgisi kalplerimizi karartacak ve bizi bir bilinmezliğe,
belki de iç âlemimizde tarifsiz bir yalnızlığa doğru itecektir.

   Gönül hanelerinde, aşk muhabbet ve sevdası manen güçlü olmayan insanların kalpleri
yaşarken her an ölebilir demektir. Bu ne acı ve ruhsal bir tablo, ne kötü bir gidişat olacaktır!

   Oysa gönül dünyamızı mâmur edebilmek, şenlenmesini sağlayabilmek bizlerin elindedir.
 

  Şairin dediği gibi: 
    ''Toprak çorağı nasıl sevmez ise; gönül de kırağıyı asla sevmez.

   Çünkü: İkisi de yaşanacak olan kışın ve zemherinin habercileridirler. Bundan dolayı ki 
kalpgâhımızı, gönül özümüz ve ondan sâdır olacak olan sözümüzü, her türlü kir ve kötülüklerden
korumalıyız. Bunu ise ancak Kutlu Türk İslam Öğretileri ile başarabiliriz.

  Sevgili Peygamberimiz! (sav) Bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:

     ''Bir adım atmadan önce “Şüphelileri bırak, şüphe uyandırmayana bak.
     Doğru işlerde kalp sakin olur, yalan ise kalp de şüphe uyandırır.
” Tirmizi (Nesei)

   Gözümüzün, gönlümüzün kirlenmemesini istiyor isek, her tülü karanlıklar ile de savaşmayı
göze alabilmeliyiz. Nihayetinde hayat yolculuğumuzda kalbimiz bizim kılavuzumuz olmalıdır.

     Kalbin ayağıyla yürümezsen, Kışa döner amellerin, güz yutar.
     Yağan derdin aşkla kürümezsen Sabah; akşam hayallerin buz tutar.

Selamlarımla….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.